15 Kasım 2013 Cuma
oysa mevsim ne kadar da kıştı bugün...
ve kavruldu dilinin ardına saklanan tüm utangaç çocuklar,
pabuçları yırtık sessiz atılan bu adımlar...
lav oldu sözlerin,tutuştu kızıl kıyamet o güzel dudakların,
sözler sararıp düştüler gözlerinden,
ve kıvılcımlar gibi çıtırdadı gözden harlanan bütün yaşların...
oysa mevsim ne kadar da kıştı bugün...
ya baharı arayan o kelebekte nereden çıkmıştı peki... ?
umutlar,tenime çakılan paslı çivilerdi sanki pencereye vururken tek günlük yaşamlar;
ve ben tenini zincirle döven öfkesiydim bu savaşın...
* buzdan bir cehennemi giymiş gibi tenine şehir bugün,çekememiş sırtında kalan yırtık düşlerini.
tenim tenimi dağlayan ateşi yüreğimin oysa;kanımda bir cehennem sıcağı sanki sevda...
yanıyor düşlediklerim,dinlediklerim,demlediklerim sıra sıra...
ne zaman dudaklarım açılsa karanlığa bir an sızılarla;
yere bir şiir düşüyor dumanları ile yana yana...
oysa bu çocuk üşüyor sevgili...
21.58
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder