Arp yangınları var çöl gönlümün kum cepheleri boyunca.
Bir dilim limonu da mis gibi kokan çayıma koyunca,
Çocukluğum,koşar ıslak gözlerimin sokaklarında o an sanki,
Yağmura inat sokağa kaçan cesur asker hayallerimde...
Sesi yok savaşların artık harp meydanlarında,
Narası şarkısı yok destanların gayrı.
Yinede ama yine de merak ediyorum hep ve daima,
Bir bağlama bir arp'a şiir yazamaz mı.
Bir arp şiiri duyup ağlayamaz mı...
Can yangınları demliyor yüzüm yüzünün tuzağında,
gözlerimin demliğidir avuçların yanağımın ocağında,keza
Kokusu düşse burnuma yeter bir bardak demli teninin,
Su bile ekleme ne olur,ben daima ful dem seni içerim...
Arp yangınları var çöl gönlümün kum cepheleri boyunca.
Bir dilim limonu da mis gibi kokan çayıma koyunca,
Hayalin,giymiş dün sokaklarını gelinlik edip tenine,
Bir düğün sarmış saman kağıda o bakkal bizim için sonra,
sıcak yarım ekmek,peynir biber de yanına...
Çok çok zaman olmuş farketmedim dese de ah şu yalancı dilim,
Çıkıp gelsen keşke iki zeytin diye küçük tahta masama o pırıl pırıl gözlerin...
Arp yangınları var çöl gönlümün kum cepheleri boyunca.
Bir dilim limonu da mis gibi kokan çayıma koyunca,
Nasıl bir savaş bu sevda yüz yıllık yangın ki,
Utanıyor cehennem bile ateşinden,
eğiyor başını sebepsizce yere...
Üstelik söylemiştim de sana kaç kere,
Kazanmamıza lüzum yok bu savaşı inan,
Kaybetsek de yeterdi sevgilim,
o kuytuda bir dilim ekmek bir tas hoşaf,
birbirimize bakıp üç günlük bir ömür kaygısızca gülmeye...
05.18 rüyamda geldi haberin.eski,çok eski biri çıktı geldi söyledi.iki yüzük vardı elinde,unutmuşsun bunları dedi...
vitrinde hiç yanmadan,ömürlerini hep bekleyen, tozlanan mumlara hep üzülmüşüzdür hatırlar mısın.
Oysa,
fitili çıtırdamalı bir mumun tutuşup,
Yağı akmalı kokusuna karışıp,
Odaya taşmalı duvarlarda dans edip gölgesi ateşin,
Ve aydınlattığı yüzü ısıtmalı umudu,sessizlikte o bir damla tüten alevin.
Yoksa ne önemi varmış yaşamanın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder