eğin başımı düşen giyotin sözlerine...
yüzümü güneşe..
eğin boynumu keskin kılıç gözlerine...
kırık dallı bir ayrılığın üzerine yağan yağmura eğin gözlerimi...
yağmurlar saklasın gözlerimden sana akan herşeyi..
ben kırık çatlak bir duvara vermişim gönlümü..
boyası yer yer dökük..
ne bir saray ne gökte ay görür gözüm..
başımı karanlık gecelere eğin...
sözlerin giyotin
son mektubun darağacım olmuş bana...
boynumda ilmek ilmek ip izidir mısraların..
Ölmüşüm,
İstemeden yeniden doğmuşum belki.
yıkık bir duvara vermişim gönlümü..
ne ekmek görür gözüm ne su
nede ölüm...
başımı saçlarının tek teline eğin...
saçlarının kokusuna gömün ruhumu...
taşıma , toprağına huzur ekildi yazın..
başımı avuçlarının kokusuna eğin.
düşler örsün , dantel işler gibi hasreti ellerine işleyen köy kızları uykularıma...
nereliymiş bilmem hiç...
siz başımı anadoluma eğin...
kemah essin,hasret hasret yağsın ağlasın..
bir balık kanat çırparak uçup gelsin
derin bir vadiyi yarıp akan suyun üzerinden...
başımı bir gülüşüne eğin..
eski bir mektubun kessin başımı
gülümseyen eski bir fotoğrafın vursun boynumu..
ve sözlerin alsın bir kez daha değersiz şu canımı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder