Bir ülke olsam gözlerinde.
Öyle altın heykellerden,musluklardan uzak ama,
Cennetin hayalini taklit etmeye çalışan bahçelerden uzak...
Güçlü kuvvetli ve kadim surlarıyla bir dağ üzerinde göğe uzanan bir kale olmaktan uzak.
Bir ülke olsam gözlerinde.
Bizim olan...
Başkalarının fethetmek için rüyalarında dahi savaştıklarından uzak ama,
Onlardan biri değil asla...
Bomboş bir çayır,yeşili alı moru çalmış olan mutlu aşk dolu yüzüne.
Sur'u yok,çiti yok,ucu bucağı sınırı yok ufuktan başka...
Vizesiz,duvarsız,tellersiz ve kimsesiz...
Pasaportun gülüşün olsa sadece mesela,
Kuzular karar verse kim girebilir kim giremez o yalnız cennetimize.
Alabildiğine bomboş otlar ülkesi.
Saçlarının rüzgarlı mis kokulu uzayı.
Ve kainatlarca uçuşan şiir tozu galaksiler.
Bir ülke olsam gözlerinde.
Ve o ülke hep gözlerine ait kalsa gözlerimde...
Budist midir sence inekler,kesilmeyen tanrıları şükredilen otların...
Ve o tanrılar piyano mu dinler,arp mı ?
Ne dersin ?
Bir ülke olsam gözlerinde.
Sen gözlerini kapattığında sönse sonra tüm şehrimin ışıkları...
Gece olsa sonra,gündüzler soyunsa usulca.
Ay arp olsa yıldızlara.
Sevişsek ateş böceklerinden kaçıp saklanıp.
Bir ülke olsam gözlerinde.
Düşlediklerin inancım olsa...
18.37 bir aşk,bir şiir,bir dua...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder