bulutlarından düştüm yagmurların bugün...
bugulu bir tren penceresine başını dayayıp
hayaller kuruyorum sıcacık...
karlı bir günün tren yolu bu teptigim
uzuyor istasyonlar boyunca sanki hayat...
pencerem buz gibi yastıgım oluyor kafamın altında
işte böyle zamanlar
bugulanıyor cam...
bugulanıyor bakışlar...
soguk cama dayanmış kafamda sıcacık hayaller ısıtıyor içimi
bugulu cama dayanmış başımdan dumanlar tütüyor usul usul...
bulutlarından düşüyorum yagmurların bugün...
ray seslerini ninni yapıyorum pencereyi yastık kendime
gözlerimden geçiyor sayısız yollar
parmagımın ucundan şiirler yazıyorum bugulara camlara
bir ilkokul tahtasını siler gibi sonra
bir nefes hohluyorum tüm yazdıklarımın üzerine
ve siliyorum herşeyi silbaştan
tertemiz bir tahta oluyor
başımın yastıgı
bugulu pencerem...
bulutlarından düşüyorum yagmurların bugün...
avuçlarımın içinde gökgürültüleri patlıyor
avuçlarımda saganak bir yangın
ama ellerim üşüyor yolların kıyısından geçerken
bulutlarından düşüyorum yagmurların bugün...
trenim bir mirasa yol alıyor
gidiyoruz geride bıraktıgın herşeye dogru işte
bulutlarından düşüyorum yagmurların bugün
bir trene atlayıp bu şehri terkeder gibi
binip bu kentten sana kaçar gibi...
gidiyorum yalnızlıgımdan uzaklara...
senden bana gülüşlerim miras kaldı yüzümde
sensiz bir zenginligin zevksiz gölgesindeyim yani anlayacagın
tadı yok tatsızlıgımın bile...
senden bana gülüşlerim miras
bir kumru ölür her güldügümde
bir martı aglayıp çıglıklar atar ıslak çatılara
bir kedi simsiyah tüyleriyle yas tutar bir ömür boyu sana...
bulutlarından düşüyorum yagmurların bugün
çiçeklere çig gözlerime yaş düşüyorum
sensizligin kış sabahlarında üşüyorum
bulutlarından düşüyorum yagmurların bugün
tenimde tenin
dudagımda tadın miras bana...
seni özlüyorum...
yüregimde dün akşamdan açık kalan bir pencerenin sabah serinligi
avuçlarımda sabahların taze simit sıcaklıgı var
ama sabaha inat uyanmıyorum yinede
küsüyorum güneşe...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder