25 Haziran 2012 Pazartesi
incecik bir bardak gibi...
dudaklarımızda nazlı nazlı harmanlanan bir çay yaprağının,
gözlerimize dökülen kokusu olurdu,
öpüştüğümüz o rüyandaki zaman...
ve eğer;
şiir incecik bir bardak olsaydı,ikimizde kırılmıştık tam şu an...
*dudaklarımıza takılan olta iğnesi yalnızlıklar kanıyordu mısralarımızda...
(dört nala koşulan cehennem göklerin yağmurları altında ıslanıyordu gülüşlerimiz,
şemsiyelerimiz bir yalanın açılmayan en tatlı bahanesiydi belkide...)
23.34
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder