23 Eylül 2024 Pazartesi

yer çekimsiz ölümler atlası gözlerin gelir aklıma sonra

 
Sevişen bakışlarıyla ışıl ışıl bir güneş damlıyor içerime,
Perdenin ince aralıklarından süzülüp dans ederek düşüyor gözlerimin bahçesine.
Rüzgar çalıyor bu huzurlu aşk şarkısını kulaklarıma.
Salonda son nefesini zar zor alan,yine de gülümseyen ölüme yakın bir buket çiçek bakıyor yüzüme uzaktan.
Bir kaç kuş tüyü uçuşuyor odamda rengarenk,
Çığlık çığlık haykırıyor kuşlar yaşamanın solgun ama yine de ışıl ışıl bayrağını durmadan.
Adım bahar diyor eylül bana.
Sevişen bakışlarıyla ışıl ışıl bir güneş damlıyor içerime,
Perdenin ince aralıklarından süzülüp dans ederek düşüyor gözlerimin bahçesine.
Nükhet'ten ben gene sana vurgunum çalıyor yan duvarda.
O nasıl bi söylemek,
Çarmıha geriyor ruhumun kollarını,
Ne suç işledim ki bile demiyor artık dudaklarım,
Vazgeçmişim tüm ağlamalardan,
Mıhını bekliyor mağrur ama acıdan kendi omzuma düşmüş dayanmış başım,korkusuz.
Bu nasıl bir acıdır Tanrım,
Acılar yeni acılar doğuruyor zihnimde sanki,
Ve ben doğan o çocukları besleyip büyütüyorum inanki.
Acılarından dahi vazgeçemiyorum.
Sevişen bakışlarıyla ışıl ışıl bir güneş damlıyor içerime,
Perdenin ince aralıklarından süzülüp dans ederek düşüyor gözlerimin bahçesine.
Taşlanıyorum sanki yürüdüğüm o mutlu yollarda şimdi.
Sevdiğini bilsem de,
Çok zor,
Çok hem de,
Hatta bu yüzden bile belki daha da zor.
Taşlanıyorum sanki yürüdüğüm o mutlu yollarda şimdi.
Yüzümden akan kan ısıtıyor da gülüşümü yanağımı,
Aşkın fırlattığı o bir bakış delip geçiyor,öldürüyor beni...
Sevişen bakışlarıyla ışıl ışıl bir güneş damlıyor içerime,
Perdenin ince aralıklarından süzülüp dans ederek düşüyor gözlerimin bahçesine.
Bir rüya görüyorum uyumadığım uykulardan çalıp zamanı,
Ben ölüyorum.
Sen bir eylül rüzgarının saçlarını taradığı incecik bir güneşi örtüyorsun üzerime kabrime örtü diye...


09.41 oksijenlerin gözlerimizden kaçan,kör koyu mavi dünyasında,ruhum vurgun yiyor gün be gün seni düşlediğim hayallerin denizinden sevgilim.Ne kadar derin bir bilsen diyemem asla,kıyamam kati,susarım,duysan boğulursun bahçendeki salıncağında belki diye.Susarım.Çıkamam göğün mavi yüzüne artık bilirim.Kalbim durur belki,beynim yaşar seninle biraz biraz daha.Aşağıya doğru düşmeye başlarım yavaş yavaş sonra,yer çekimsiz ölümler atlası gözlerin gelir aklıma.Bi kaç saat sonra düşüp kavuşacağım yumuşacık bembeyaz kumları düşünüp uyurum eminim sonunda.Donmuş buzdan yüzümde,sıcacık mutlu bir gülüşle...

Hiç yorum yok: