10 Aralık 2025 Çarşamba

yürüyen merdivenler ve kaynayan makarna

 
Kaç kitap yazsam yüzülür şanımın teninden ruhum.
Kaç defa sevişsek öderiz diyetini içimizdeki hakkı yenmiş sevmelerin.
İntikamı kim yazdı sözlüğe peki,
Kim yüzdü kan dökmeden bedenlerden çalıp kaderin haklarını.
Soysuzlar kahvehanesi.
Siyah at,beyaz ay.
Kaleler ve kaleler...
İçimi kesen o har ateşin kınından çekilen kor nefesler...
Kaç kitap yazsam yüzülür şanımın teninden ruhum.
Kaç defa sevişsek öderiz diyetini içimizdeki hakkı yenmiş sevmelerin.
Al yanaklı dalların elini tutan genç domatesler ve soysuz salatalık.
Kırsam kaburgamda kemiğimi istemeden,
Ve çeksen içine içimi,bana sormadan hiç durmadan ağladığım cennetimi...


23.18 yürüyen merdivenler ve kaynayan makarna.

Masallar içinde masalcıklar

 
Masallar içinde masalcıklar açmış sevgilim.
Yalanlar içinde yalancıklar.
Kim tükürse yüzüme o gelmediğim cenazesinde hayallerimizin,
Öksüz kalır ılık dudaklarında o kutsal üşümeler ve cebinde o mavi tükenmez kelimelerin.
Avcuma düşen yangınları gözlerinin.
Ne kadar sarılsam,yetmesen ve sevişsek mevsimler devirerek ah sevgilim.
Masallar içinde masalcıklar açmış sevgilim.
Yalanlar içinde yalancıklar.
Sen bir aptalsın,
Buna eminim.
Bana gelirsek şayet,
Hainiyim tüm verdiğim sözlerimin ve kendimi kandırdığım inanmalar.
Titreyen dudaklarım,
Mars piramitlerim.
Sen bir aptalsın,
Buna eminim.
Bana gelirsek şayet,
Hala muridiyim boynundaki su kenarına uzanmış defne yaprağı kokularına sürülü o cennetinin...
Kabrim,kabrine kurulu kumdan saatimde sevgilim.
Bir kuşluk vakti kederi suluyor gözlerimi.
Ve ne zaman kavuştuğumuzun bir önemi yok inan,
Ölene dek sevişelim sevgilim...
Kabrim,kabrine katlı sevgilim.
Mantığı yok bu yaldızlı kehanetlerin heybemizde.
Düşler ördek yavruları gibi dağılıyor dudakların tenime dokunup beni tehdit etmez ise şayet sevgilim...


23.02 şanını satan gurur.

Kafamda şehirler

 
Kafamda şehirler dizili sevgilim.
Sıra sıra selviler muhafızı hayallerimde kinimin.
Kralların yalanları avutuyor ocakta ateşimizi.
Kafamda şehirler dizili sevgilim.
Şehirler altında yirmibin insan,
Kimi ölü çoktan,kimi yaşamanın en güzelini açıyor taç yapraklarından...
Kafamda şehirler dizili sevgilim.
Yıkılıyor aklımın kuleleri bir bir,
Yekpare kayalar bombalıyor gözlerinden yüreğimi.
Göğsümün bekçisi kemikten kafesim sanki.
Saklanmış kaderim karanlığına lacivert denizlerin ve gökte ay'ın.
Kafamda şehirler dizili sevgilim.
Ve ben bir bir yıkılıyorum bir dominonun taşları gibi.
Depremler yağıyor ardı sıra göklerden yüzüme.
Her adımı titriyor kabuslarımın.
Kafamda şehirler dizili sevgilim.
Kurşuna diziliyor çocuk cahilliğim,
Al'ı geçip terkediyor soğuklarını turnalar misali üzerimde beyazdan gömleğim.
Ve güneye uçuyor tüm mısralar uçuşup kafamdan göklere...

Kafamda şehirler dizili sevgilim.
Ve şehirler altında yirmi fersah tüm kan kaybeden sevda kokulu tarihim...

22.41 seni sen geçen saatler bileğimde.

yaşamak pergeli ve pelikanlar.

 
Babinski refleksim.
Korkmayı kaybettim yüreğimin iç cebinden.
Düşürmüşüm zamanın tüm sayaçlarını gözlerimden.
Zamansızım artık.
Kaybolan adaları var yüzümde okyanuslarımın.
Nereye gitti o eski sevmelerim,
Saklı mektuplarımı kim sakladı çalıp benden.
Robin hood'uyum tüm şiirden ormanların ve aşkların.
Babinski refleksim.
Kramp giren sevdalarım göğsümde.
Sisli bir akşamın ardına saklanmış gözlerimde ay.
Bulutlar yetim, ve geriye kalan tüm karanlıklar öksüz sevgilim.
Babinski refleksim.
Kalbimde kimsenin okumayı bilmediği bir dilde bir mirassın taşlara kazılı...


22.13 yaşamak pergeli ve pelikanlar.

6 Aralık 2025 Cumartesi

içimin kırmızı denizleri.

 
Bir iki üç.
Göğsüme saplanmış adaletin koca kılıcı sevgilim,
Zar zor yürüyorum,
Beyaz göyneğim kızıl bir mahşer şimdi,
An kaybediyorum mütemadiyen,
Göğsüme saplanmış adaletin koca kılıcı sevgilim,
Bileti kesilmiş gidişimin çoktan,
Bir gar sessizligi tek ezgisi ayaklarımın.
Ve ben yalnızca,
Seni düşünüyorum.

Bir iki üç.
Göğsüme saplanmış adaletin koca kılıcı sevgilim,
Zar zor yürüyorum,
Aklım,içinde kıyameti büyüten kaosun kabuğu şimdi,
Gelen her tık sesinde okunmuş alametlerini içiyorum.
Cennetin ve cehennemin civcivleri sarmış etrafımızı,
Hangisi güneş hangisi gece inan artık seçemiyorum.
Ve ben yalnızca,
Seni düşünüyorum.


Bir iki üç.
Göğsüme saplanmış adaletin koca kılıcı sevgilim,
Zar zor yürüyorum,
Yaralarımın kuyusundan göğe doğru şimşekler gibi yola çıkıyor dört nala kanım,
Ve ben avuçlarımın tasına asla sığmayan ve sığmayacak içimin kırmızı denizlerini son çırpınış,çocukça bir umut,doldurup doldurup geri içiyorum...
Faydası yok biliyorum,
Fıtratımda yok üzgünüm,vazgeçmiyorum.
Mahşer meydanı kalabalık,çok kalabalık sevgilim.
Güçsüz düştüm,kan kaybettim,an kaybettim,
Sen kaybettim,
Karardı gayrı gözlerim,
Düştüm kaldım dizlerim üstüne.
Umrumda değil lokmama düşen hangisi,
Yaşamanın orucuyum;
ya cennetin balı ya cehennemin alevi,
Susuz dudaklarım,ve sözlerde kahrım,
Ve ben yalnızca,
Seni düşünüyorum...


10.27 dante'nin cehenneminde kendi etini pişiren tanrılar ve insanlar...

* Üç kıtada dalgalanır suretim ve kinim.

* dik dur çocuk,tanrı bizi korur.

Terminal lucidity

 
Terminal lucidity.
Ey güzel yüzlü habis.
Aklımın sana son reveransı,vedası.
Her şey,dün gibi.
Dans et gözlerimle,benimle güzel kadın haydi son kez.
Unuttum yalanını bırak terket.
Cehennemin sıcağı ve güneye uçan göçmen kuşları aklımın.
Sen rüyalarım.
Kulak çınlamalarım.
Başımda ağrılardan şehirler.
Terminal lucidity.
Ey güzel yüzlü habis.
Tabağında bir dilim bir film sahnesi.
Bir yudum içilmiş,artık üşümüş bir çay bardağı.
Masamda kelimeler,kırıntılar.
Masamda kozasından çıkmayı bekleyen uyuyan mısralar.
Ve kanadında kainatın renkleri dökülüp karışıyor birbirine sevgilim.
Kanadında ayaklarımız yerden kesiliyor.
Terminal lucidity.
Ey güzel yüzlü habis.
Kalbim ellerinde,kan revan,ve kopmuş göğsümdeki kovuğundan yaşamak.
Avuçlarında atıyor yaşamım işte,kırmızıdan da kırmızı bir cehennem yokluğun ömrümde.
Ve son buluyor her şey ne zaman değse süzülüp omzunun kokusu zihnime.
Kokun,unutulan her saniyeyi bulup,tutup kolundan getiriyor önüme.
Temizliyor üzerindeki tüm çöl kumlarını bir gülüşün...
Terminal lucidity.
Ey güzel yüzlü habis.
Aç kollarını yeniden sevgilim,ebedi kabrime uzanmaya geliyorum.


16.29 unutulan her şey.düşen tohumları toplayıp gömen sincaplar ormanı aşkımız.ve yağmurlar,ve yağmurlar...düşlerimiz filiz verip yeşilleniyor yeniden ve yeniden asla yorulmadan sevgilim,ve ıslak toprağın kokusu ardından doğuyor yemyeşil bir güneş ayaklarımızın göğüne.

Terminal lucidity.

Dilim başka benim

 
Dilim başka benim.
Sizinkinden okuyamıyorum dünyayı,duyamıyorum şiirlerin sesini.
Yirmidokuz harfli gezegende,
Ben,her gün kainatı geziyorum...
Harfler kayıyor karanlık fezada kuyrukluyıldızlar misali üzerimizden,
Biz dilekler tutuyoruz güllerimizin dibine.
Bir bardak su dökülüyor dudaklarıma sonra,
Akıp gidiyor tüm heyecanlar içimden ruhuma oradan göğüne yüzünün.
Susuz kalıyorum sana,denizi güneylere uçup gitmiş kumların çölünde.
Dilim başka benim.
Sizinkinden okuyamıyorum dünyayı,duyamıyorum şiirlerin sesini.
Geçemediğim çöllerin mecnunuyum şimdi,
Susuzluktan ölüp dudaklarından taşıdığın bir yudum su'da diriliyorum her seferde...


13.44 susuzluk,aşk,elmas paradoksu.