7 Nisan 2025 Pazartesi

Kabrimi suluyorum

 
Akılların ermediği bir yerden gülümsüyorum sana,
"Nasıl olabilir ki bu" bir yer gözlerinde buralar.
Aslanın oğlu bir bal porsuğuyum her nasılsa bilmiyorum,
Döltutmaz bir tutkunun tomurcuğuyum imkansızın açmaz denen ama açan dalında...
Umrumda değil ne ateş ne yanıbaşımda savaş,
İçimde hem bir savaş hem ateşte lokum ısıtan korkusuz bir keyif yaslanıyor kellesi vurulmuş ruhuma.
İkisi de benim,
Hem dünyayım hem ay,
Sanki.
Akılların ermediği bir yerden gülümsüyorum sana,
"Nasıl olabilir ki bu" bir yer gözlerinde buralar.
Ruhumun gassalıyım,
Yıkıyorum tüm hırslarımı,kazandıklarımı soğuk tenimden.
Çıkmıyor üşüyen geçmiş üzerimden.
Selamı okuyor bir bulut gökten.
Ruhum büyümüş,
terkediyor büyüdüğü evi,
Kendimi gömüyorum...
Akılların ermediği bir yerden gülümsüyorum sana,
"Nasıl olabilir ki bu" bir yer gözlerinde buralar.
Arafın düşü mü olur,
Ya cennetin soğuk üşüten demirden prangası ?
Özledim değersizliğimizi,
Etiketsizliğimizi...
Değersiz zamanları kum saatinin dökülen kumlarından.
Özledim.
Akılların ermediği bir yerden gülümsüyorum sana,
"Nasıl olabilir ki bu" bir yer gözlerinde buralar.
Öleli çok oldu,
Kabrimi suluyorum...


12.41 saat,gelme ihtimalinin olduğu saatleri penceresinde bir semtin,kadim sokakların...

Suyun dibinde çırpınır balina

Suyun dibinde çırpınır balina,
insan ne ki onu anlayacak,
Hangi kimse o olayı kaldıracak,
Denize dalıp ona bel bağlayacak.
Denizin dibinde çırpınır balina,
Yavru da olsa hor görülür orada
insanlar 1 metre uzakta olan çöpü yok sayarlar
Denizi koca bir çöplük sanarlar.
Denizin dibinde çırpınır balina,
Düşünmez kimse kimseyi,
Yoksullukta bırakırlar birbirlerini,
Oysa herkes dünyanın birer eli.
Suyun dibinde çırpınır balina,
Hepimiz dünyada yaşarız,
Orası bizim yaşam kaynağımız,
Dünyayı rahat bırakmalıyız.
Suyun dibinde çırpınır balina,
Kalp atışı mutluluğa,
Hayattan çok şey istemez,
Sadece bir bağ ister arkadaşlığa giden türden.
Suyun dibinde çırpınır balina,
Dişleri sipsivri,
Bir yırtıcı hayvan,
Oysa içi ipekten ve kumaştan.
Suyun dibinde çırpınır balina,
Gerçeği saklar her zaman,
Gülümsemesi inci gibi,
Fakat içinde en güçlü deprem.
Denizin dibinde çırpınır balina,
Senin attığın petşişe,
Onlar için ölüm.
Denizin dibinde çırpınır balina,
Balina için zorbalık,
Demek hastalık,
Sonuçta kalbi altın.
Denizin dibinde çırpınır balina,
Zenginlerin aldığını o hak eder,
Sonuçta arkadaşlık için lider,
Meleğin kanatları bir tek onun harcı olabilirmiş.


11.04 dünyanın en güzel çırağısın sen.bilmeden ustan olmak gurur veriyor zihnime.beni geçmen çok yakındır görüyorum bu açık,ama umrumda değil ve buna seviniyorum.bir dileğim bir isteğim var sadece.sen hızlanacaksın git gide,seninle yan yana koşmak istiyorum tüm yazdıklarını,gördüklerini,hissettiklerini gücüm ve hızım buna yettiğince.senin gözlerinden izlemek istiyorum yanıbaşında yaşamayı,dünyayı...
noktasına virgülüne bile dokunmadan paylaşıyorum şimdi yazdıklarını.

seni seviyorum güzel şair,yüreğimin ince heykeltraşı...

4 Nisan 2025 Cuma

Düşer martılar pencerenden her sustuğun hecende

 
Eski bir şişenin dibinde,
Mektubum denize düşer gözlerinde izninle.
Yazılanlar ıslanır mı peki güzel gözlerinde.
Yok mu bana bu ömürde ölmenin başka bir yolu.
Cevapları mı tekmeliyor sorular yoksa dilinde?
Soyunuyor cümleler yüzünde,
Çırılçıplak şiirlerim.
Ve azgın cebimdeki tüm soysuz düşlerim.
Eski bir şişenin dibinde,
Mektubum denize düşer gözlerinde izninle.
Üst üste kaç defa sevişsek unuturuz peki defterdeki dünleri.
Tükürür gibi yazanlara inat bi günde yüzlerce,
Doğurur gibi yazıyorum seni,senede bir belkide.
Naif serserisin sen,arka sokağındaki çocuk parkı ve o güzel semtinde.
Eski bir şişenin dibinde,
Mektubum denize düşer gözlerinde izninle.
Düşer martılar pencerenden her sustuğun hecende...


03.53 gecenin sustukları.ve bir yas istisnası içimdeki öksüz her saniye...

Kovdum içimdeki tüm canavarları

 
Ekmeğim düştü,öpüp başıma koydum seni.
Kovdum içimdeki tüm canavarları.
Daha fazla korkmadım hiç bugüne kadar,
Yokluğun kadar hiçbir şeyden.
Kaç kez seni sevdiğimi söyledim hatırlamıyorum,
Binlerce kez söylemeliydim gözlerine dayayıp gözlerimi,
Koca aptalın tekiyim sanırım ben,
Ölmeliydim çoktan dudaklarına gömülmek için.
İki üç dört...kaçıncı savaşı bu dünyanın bilmem,
Başımıza çatıları yıkılan.
Ekmeğim düştü,öpüp başıma koydum seni.
Kovdum içimdeki tüm canavarları.
Taşındı hepsi kafamdan,
Yatağımın altı sadece mektupların ile dolu...
Terketmiş şehrin sokaklarını tüm çicekçi teyzeler.
Şahitleri aşkının gözlerimde...
Ekmeğim düştü,öpüp başıma koydum seni.
Kovdum içimdeki tüm canavarları.
Radyodan maç dinleyen bir amcanın sahil kasabasına kaç gel lütfen sevgilim,
Bekliyorum yıllardır iskelede seni...
Belki,belkide ve belk...
Biliyorum geliyorsun,aklının yollarından bana,
Biliyorum yoldasın.
Ekmeğim düştü,öpüp başıma koydum seni.
Kovdum içimdeki tüm canavarları.
Konuşma sakın iskelede beni bulduğunda,dinlemem asla umrumda değil dilindeki meyve ağaçları,
Öp beni,
Yakala,
Sakın bırakma saatlerce ellerimi.
Öp kıyamete kadar beni,
Yaşamak düşsün yakamızdan,
Kırılsın o değerli vazon düşüp gözlerinden.
Yapıştıramasın hiç kimse,
Parçalanan dudaklarımızı...
Kırılsın ruhum dudaklarında.
Uyuşsun öpüşmelerimiz,karıncalansın kalbimiz,
Kapansın gözlerimiz ıslanmaktan.
Ekmeğim düştü,öpüp başıma koydum seni.
Kovdum içimdeki tüm canavarları.
Batıyor yanan gemileri sana bakan umutlarımın.
Bir bardak çay çalıyor uykumu artık gözlerimden,
Ve bir de sen...


01.53 mezarlarını kazdığım tutkular var rüyalarımızda.hayalet ağrıları var kalbimin...

kaderi yazılı tüm cennetlerin ta ezelden bir damla suya

 
Perdesi kapalı öğlenimin.
Sanki yokmuşum gibi.
Günün gölgesi içeride ama,
Sanki güneşi hiç doğmamış gibi...
Dönüyor gezegen,dönüyor insan.
Bir tek ay mı duruyor yerinde?
Bilim yanıyor bir ateş gibi evet içimde,
Başka bir ateşi görünce susuyor sönüp
tüm hesapları ve cevapları ile,
Adı aşk bu ateşin bir yangının ertesi ellerimde.
Affet beni albert,
İzafiyetim,gözlerim yağmalıyor tüm hesaplarını,
Ve durduruyor zamanı tüm kainatı boşverip sevdiğimin gözlerinde...
Bilime küfür mü ki aşk ölümlü bedenimde,
Bu gördüğüm ne o zaman söyle günahkar yüreğimde,
Affet beni isaac,
Yağmur yerden göğe doğru yağıyor,
sevdiğimin dizlerime uzanmış bana bakan eşsiz gözlerinde...
Perdesi kapalı öğlenimin.
Sanki yokmuşum gibi.
Affet beni galilei,
Kayıp düştü ellerimden
zamanın kumları,sonsuzluğun suyu gibi,
Kaybettim onu bir öğlen vakti sanki hiç yokmuş misali.
Değdim ellerimi uzatıp göklerin sönmez ateşine gibi,
Şimdi kaldım ışıksız günahkar şu karanlıklara.
Günün gölgesi içeride ama,
Sanki güneşi hiç doğmamış gibi...
Kaybettim.
Güneş doğusunu terketmiş,batıda ilk defa doğacakmış gibi...
Varlığın alametim,
Yokluğun kıyametim olup sur'u üflemiş ve doğmuş sanki serin bir akşam vakti gibi...


11.28 kaderi yazılı tüm cennetlerin ta ezelden bir damla suya.silinip gitmesi suyun hainliği ise,korkup içmemek bizimki mi ki ? 

* suyun hafızası unutmaz hem kimseyi...

Sıralı cümlelerin treni bir şiir yazılı yalnız benim için boynunda

 
Her şiir bir cevap,her cevap bir şiir olabilir.
Sıralı cümlelerin treni bir şiir yazılı yalnız benim için boynunda,
Ve tüm bedenimiz sıcacık demir yolu memleketimizin her yanına,
Al renginden bir denizi taşır durmadan içimizin şehirlerine,
Hatta taa en ucundaki köylerine kadar...
Bir tren garı boynunda,
güp güp atıyor kalbin en büyük şehrin denize aşık,yaslanmış bir istasyonunda.
Boynundan bir şiir dökülüyor sevgilim,
Yalnız benim duyabileceğim...
Ruhum yüreğinin duvarına kulağını dayamış,
Dinliyor yaşamayı ve sevdayı,
tüm dünyadan geçip sadece senden sanki...
Nazlıydık biz.
Çocuktuk en güzelinden yemyeşil ağacında.
Aşksızların aşı,
Susuzların suyuyduk belkide evde.
Her şiir bir cevap,her cevap bir şiir olabilir.
Sıralı cümlelerin treni bir şiir yazılı yalnız benim için boynunda,
Okumaya kıyamadığım,dokunmaya cesaret edemedigim,
Bir kelebeğin kanadından sökülüp tertemiz cahil bir parmağa bulaşıp düşme asla diye...


10.29 midesi bulanıyor göğün.
ateşi var alnımda bir yanardağın.
kustu kusacak içinde tüm birikenlerini...
öksürüyor ağaçlar ormanında 
ve şurubu sensin yağmura karışması gereken düşlerimin...

3 Nisan 2025 Perşembe

mermin leyla

 
- seviyorsun onu.

- içinin korkuları yankılanıyor kalbinin uçurumlarında sevgilim.Dağılmışsın sevdasızlığın kuru ayaz fırtınalarından.Salt yalnızlık değil mesele,sevdasızlık bence.Et kemik yanında olmak zorunda değil illede bir sevda için.Susuz kalmışsın kaç bahar.ben çoktan demirlemişim bakışlarımı gözlerine utana sıkıla.ardında yukarıda bir kulenin bir penceresi kadar zindanında bir gardiyan izler belki seni diye,eğdim kaldırmadım başımı bile.yani olmuyor.bilmem neden.bozuldum gittim ben bir oyuncak kutusu içindeki kalbim ile.çözemedim bu yaşamak sorusunu tepemde.yani olmuyor.boş bıraktım seni içimde.özledin de saldırdın bana sen bu soru yada bu cümle ile sanırım,bilemedim yine.yoksa cümlen sonuna soru işareti koymayı unuttuğun bir özledim miydi acaba ? Düşün düşün inan kafayı yedim...

Salakh...
nasıl görmezsin bu kadar yakından bile üstelik.
mermin leyla,
çıkaramadım asla,
çekirdeği kanıyor hala durmadan kalbimin en derininde...
Gömleğim beyaz,
göğsüm kanamış kan rengi karşında.
Bana bakman yeterdi herşeyi anlamana,
Bana bakman yeterdi herşeye,daima...
Karşılaştık ve sen sordun bana : yara bandın neden kırmızı parmağında.
Çok kızdım,çok kızdırdın beni.Salakh.
Halimi sorma.
oksijen kalmadı hiç kalbimde.
nefessizim karşında...
suskunluğum ondan,
mecalim yok inan bir cümle bile kurmaya...


22.56 ey oksijenim,O²'m...
yakıyosun beni ateşsiz alevsiz bir cehennem ile kimsesizliğin gezegeninde.
kimyasal bir kargaşa kalbim karşında.