sinemde bir kesik.
Çiğner gibi bir tütün yaprağını kanıma,
Cura sesini basıyorum yarama...
Çiçekleri izliyorum yapraklarının dudaklarından,
Senin dudaklarını özlüyorum...
Susamış dudaklarına su sürüyorum parmak uçlarımdan.
Can buluyor yaprakların,
yeşil yeniden doğuyor gözlerime bakan gözlerinden...
Çocukluğumdan beri huzurun omzuna başımı dayayıp yazıyorum kağıdıma.
Huzur benim balım,
Kara kovan,anamın avuçlarının içindeki sıcaklık.
Bir çay kaşığı yeter şifa diye,
yemesem de yeter kokusu kurşun kalemimin dermansız derdine...
Teneke bir tas ile içiyorum çayımı,
cırcır böceğinin kulağımdaki o tabib nefesi ilahisi...
Sinemde bir kesik.
Çiğner gibi bir tütün yaprağını kanıma,
Kulağımın çekmecesinden alıp bir cümlelik sesini,basıyorum yarama...
Kabuk bağlayan kim,kabuğun koruduğu ne inan bilmiyorum...
İki oksijen elele tutuşmuşlar,sımsıkı,
öyle sıkı ki bir olmuşlar aleme,nefes olmuşlar sevdaya...
Kaşınıyor kalbim.
Kopartıyorum kabuğunu yürek sandığımın her seferinde,
Kutsal mektupları atıyorum zihnimden her gün binlerce kez,tekrar ve tekrar,
Ama ellerim beni dinlemiyor asla bu emirde...
Uzanıp çöpten mezarından alıyorum kağıda düşmüş dünleri yeniden ve yeniden...
O bir batı yalanı sevgilim,
Geri dönüşümü yok dünlerin bugünlere...
Dün,dünde güzel...
bugün,onu hatırlamak,okşadığın yara izi tenimizde...
Sinemde bir kesik.
Çiğner gibi bir tütün yaprağını kanıma,
Elimde çocukluğundan kalan mutlu bir bakışının fotoğrafı saklı,o bakışını basıyorum yarama...
Bir karınca alemi içim,yürüyorum yürüyorum hiç durmadan,
adımlarımın sahibi sıcak ekmeğinden bir parça koparıyor sonra.
Ve bu ateşsiz cehenneminde yaşamanın,
ekmek kırıntılarımın tapınağısın sen...
Esaretim sana yürüyor sadece her gününde,
yüreği kocaman,boynu hafifçe bükük önüne...
Sinemde bir kesik.
Çiğner gibi bir tütün yaprağını kanıma,
Çiğnediğin ekmeği çalıyorum,
dudağımı dayayıp güzel dudaklarının kapısına,
dudağının kenarından izinsizce koparıp,
ıslak ekmeğini basıyorum yarama.
Öpüyorum dudağının meşe kapısını usulca,kokluyorum yüzünün asma kokulu yeşil duvarını öperken seni o sırada...
Hırsız bir karınca siyah tenimde ruhum,
Ve ırkçı tüm karıncayiyenler kanımca...
Sinemde bir kesik.
Çiğner gibi bir tütün yaprağını kanıma,
Denizden çıkan tenini demleyip odun ateşi bir güneş ile,
deriyorum teninden sırf bana özel o şifa tuzunu, sonra basıyorum yarama...
21.09 tuz,yara ve kabuk üzerine...iyileşemeyen yaralar var insanın ruhunda tıpkı ağaçlarınki gibi ve ağacın kabukları var;neden ise...?