Yüz karıncaya fazla gelmiş diğerleri,
Nasıl boğarız diye düşünüyor birileri diğerini.
Kafese kapatılmış yüz yıldır bir aslan,
Sessizce uzanıyor ruhu bedeninden zorla söküp koparılmış sanki.
Uyuşmuş kanında eski güzel ormanlar çayırlar,
Uyuşmuş tüm kükreyişler cebinde.
Ne zaman bir lastik patlasa bombalar gibi bombalara özenip,
Yaşamak için kaçıp uçuşuyor ağacından binlerce güzel kuşlar,
Yaralı kuşlar bile kızıl kıyamet al göğsü ile,
ıslak ve yorgun ölüyor havada,
Ruh çıksa da kanat çırpmaya çalışıyor hala küçük bedenleri,
Korkuyor yanan toprağa bile düşmekten cansız masumlar...
Yüz karıncaya fazla gelmiş diğerleri,
Nasıl boğarız diye düşünüyor birileri diğerini.
Yaralı bir aslan kükrüyor kafesinde göklerin gürlemesi gibi,
Bakıcılar korkup titriyor kafeslerin ardında bile
Uyanıyor tüm düşler,
Uyanıyor tüm yıldızlar.
Ve güneş tutuşup daha bir heyecanla kaynayıp bir kahramanın elinde altın bir kılıca dönüşüyor.
Yüz karıncaya fazla gelmiş diğerleri,
Nasıl boğarız diye düşünüyor birileri diğerini.
Nasıl sığamıyor bir yuvaya şu koca dünya bilmiyorum,
Yuvanın ardında sonsuz bir toprak üstelik açmış kollarını sarılmak için seni bekliyor...
Korkma,
Bitmez bu şafaklar sevgilim,
Kül olsa da üzerine bastığımız bu her daim mis kokan topraklar,
Düşse de gökteki güzel kuşların hepsi istemese de yere kırmızı bir tüy ırmağı gibi,
Yine de eminim biliyorum,
Yine ve daima,
Kazanacağız...
08.03
Merak etme küçük aptal,
Kırılır en hain parmak gerektiğinde kendi elimizde bile,
düşer bileklerimizden tüm kelepçeleri ellerin,
Kırılır ve hatta erir durmadan harlanan ateşimizden bütün o yalancı demir parmaklıklar...
merak etme sevgilim,
ne kadar büyütüp baksa da kendi elleri ile,
zamanı geldiğinde vurur tüm hain köpekleri aslan postlu kadim çobanlar...