22 Ağustos 2009 Cumartesi

mutlu musunuz ...?


- mutlu musunuz ?


- mutlu muyum...soruna soruyla karşılık vermek istedim nedense...öyle hissettigimi ,öyle oldugumu neden düşündün diye sormak istedim sana şimdi...


soyut dünyanın kapılarına hoşgeldin o zaman... bu cevap senin...


elimde biri plastik bir bardak üzerine pahalı bir yazı içinde bir adet kahve ve digeri kırık bir fincan içinde bogazımdaki kalıntısı acımsı tadıyla rahatsızlık veren bir kahve daha var...seçimi yok ; ikiside elimde , önümde ve agzımda tad olmak zorundalar...fakat ben onların yanında gelen , çogunda seçilmiş kullanımı ihtiyaca dönüşmüş yada kullanımı bedenine yasaklanmış birkaç adet şeker olmak istemiyorumki...tatlı bir tadım olsun isteyeyim...ben onların yanında kahven bittikten sonra , bedeninin düşüncenin kurudugu yerde ,tamda içmeye ihtiyaç duydugun o çölünde ruhunun, gelen bir bardak su olmak istiyorum aslında...


arkadaşım , dokunup parmagımı agzıma götürdügümde , ruhumu tattıgımda o tadı olmayan sudaki tatsız güzelligi ve ihtiyaç duyulma arzusunu bulamıyorsam eger kendimi okuyup tattıgımda ; o olmak istedigim suyun tadına çok uzak hissettiysem kendimi , dilimin üzerindeki

kalan tadımda ,


o zaman neden mutlu olmak isteyeyimki metamorfozuma bu kadar uzakken ve daha bir su tadına bu kadar uzakken tadım...hiçbirzaman o tad olamayacagımı bile bile bu yolu koşuyorken yogun ve tükenmiş halde , neden suratımda bir mutsuzluk maskesi yalanına sarılmış gibi yapayım yada neyin mutlulugunu kibirini rahatlıgını giymiş gibi yapayım üzerime söyle bana...mutluluk yada mutsuzluk bir amaç olamaz düşüncelerimde ve yazılarımda yada bir araç...evet mutsuzum ve bu yüzden yazıyorum demeyecegim duymak istediginiz gibi yada mutluyum ve bu sebepten yazamıyorum bu aralar demeyecegim hiçbirzaman...dogaçlama yaşıyorum hayatı ben... planlanmış yada satranç oynarmışcasına düşünerek degil...ve ben yolculugumda gitmek istedigim yere giderken , yanıma mutsuzluk amcanın mı yoksa mutluluk teyzenin mi oturdugu önemli degil benim için...sohbetimi ederim ikisiyle de ;tabi yoluma aynı sürat ile devam ederken...


ilk röportajımdan...


farklı bardaklarda tasvir edilen kahvelerim...kafamdaki mutluluk ve mutsuzluk kavramları...sıgdan derine karışmadan geçerken...
sıgdan derine sözlerin büyüyüp çıg oluşundan düşerken...

Hiç yorum yok: