10 Ağustos 2009 Pazartesi

pisagor...iki dik kafalı kenarın hulahup dairelerinin kareleri toplamı , hipopotamın poposunun karesine eşittir...


kareleri toplamı...oldum olası bu kafasının kenarına şapka diye iki rakamını takan rakamları hiç ama hiç anlamamışımdır...ögretilenler yada ögretilmeye ugraşılanlar yüzünden matematigi bir türlü sevememişimdir..başarılı olsamda olmasamda...başarılı olmanın bir anlam ifade etmedigi bir derstir matematik benim için...belkide ilkokul üçüncü sınıfta bir matematik dersinde ögretmenden haksız yere yedigim o saglam dayaktan sonra kapatmışımdır tüm kapılarımı matematige...bilemiyorum...pek toplamam odamı ,bilinçaltım hep dagınıktır benim...katlı herşeyi dagıtır bozarım her toplanışında...neyse bunlara ragmen bu önemli adamı çok severim...pisagor...hem ezberlenmesi en kolay hemde anlaması en kolay teoremdir belkide bu bizler için...hep akılda kalabilen ender teoremlerden hatta...hatırlayalım...


'...bir dik üçgende...iki dik kenarın karelerinin toplamı...hipotenüsün karesine eşittir...'

herkes onu...bu teoremiyle tanır....


ama o aslında çok daha fazlasıdır...


pisagor kimdir...



MÖ.500'lerde...ege'deki sisam adasında doğmuştur....

gençliğinde mısır'a gitmiş...ve orada yaklaşık 30 yıl kalmıştır....

mısır'a gitmesi ise...bir rastlantı değildir....

o dönem mısır gerçek bir inisiyasyon merkeziydi...

çok üst düzey okült bilgilere sahip kişiler burada yaşar ve yine oradaki mabetlerde seçtikleri kişilere...özel yöntemlerle bilgilerini açıklarlardı.....

bu mabetlerdeki öğretime ise herkes giremezdi...girenler için ise...yanlızca iki alternatif vardı....

ya bir ermiş olmak...ya da o mabetten hiç çıkmamak ve ölünceye kadar orada kalmak....


pisagor....işte bu özel eğitiminin ardından....bir okul kurmuş ve kendi öğretisini oluşturup öğrenci yetiştirmiştir.....

pisagor ve öğrencileri...koyu birer vejeteryandılar....hatta 1900'lü yılların başına kadar...vejeteryan olanlar için pisagorcu denirdi....böyle bir terim yoktu çünkü...


sayılara tutku derecesinde bağlıydılar....onlara göre sayı...aklın cisimleşmiş haliydi....ve her sayının da özel bir anlamı vardı....tek sayılara hayrandılar....her tek sayı özeldi...


incelendiğinde....öğretisinin sufizmle de benzerlikler taşıdığı görülür.... büyük bir ruhsal gelişimin ardından....Tanrı'yla Bütünleşme gelir....


düşünüyorum da...... eskiden bilim.....ve bilimadamları böyleymiş.....şimdiyse....?

bir altınoran'ı düşünün.....bu tamamen eskilerin bir keşfidir.....altın oran...

doğanın özünde zaten vardı...bulunması gerekiyordu....bulundu da...

parmaklarımızdaki....o çizgiler bile....altın orana uyar.... eski bilginler bunları araştırırlardı...



bu günse....? ? ?





okudugumuzu anladık mı bölümü ;

okült ve inisiyasyon nedir ve anlama gelir...bize bir yararı var mıdır...araştırılsın ve sakın ha sakın cümle içinde kullanılmasın...


tamam çay molası on beş dakika...dagılalım...

teşekkürler arkadaşlar...

sevgilerimle...
eski ama çok çok eski kafalı

kapasitesi sıfır beceriksiz hocanız...
ben...

Hiç yorum yok: