23 Ekim 2010 Cumartesi
ve canım acıyordu...
C/anım acıyor...
sızlamalara el açıyor avuçlarım...
elimin ayasına bakan çatlaklarıma uzanıyor yüzüm...
bağlara düşüyor ayaklarımdan sökülüp yere düşen ayak izlerim.
yollar büyüyor gözlerimde...
yollar düşüyor dizlerime...
canım acıyor...
yas bakışlarıma beyaz çaputlar yalan düğümler ile bağlanıyor.
düşlerim düşüyor mavilerden siyahlara uzanan,
üzgün bir fahişenin yüzünde ağlıyor gülüşmeler...
susuz susuyorum sana...
kuruyan yalanlar öldürüyorum toprağımda...
toprağım ölü sarı otlar diyarı...
canım acıyor...
içimin rüzgarlarından damla damla ağırlaşan,
tenimin altı sıcak ırmağım,
kalbimdeki solgun okyanusun tatlı suyu,
içimi dolaşan ırmağım,
alevlerle elele yanan, üşüyen elleriyle
solgun ekim yaprağı rengi, yangın yeri kanım...
canım acıyor...
canım acı...yor
kalbime örttüğüm siyah örtüye nakışlanan sızılı sabır...
solgun keten zamanlar,lavanta keseleri...
mor yolların türküsü gülüşünün kokusu...
anım acı...
ve canım acı...yor
bekleyişime paslı zincir pulumdu satırların...
verem öksürüşlerimin kan damlalarıydı yanağımdan süzülen hüzün.
canım acı...
kanım acı...
yağmur düşüyordu tende sızılarıma,
ıslanmasın diye ceketimin altında sarıldığım şemsiyemdi yokluğun...
teninde yağmuru kuruladığım eski mendilimdi,ıssız duman buharlı soluğum.
bıçaklar esiyordu...
rüzgarlar kesiyordu...
ve canım acıyordu...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
ıslanmasın diye ceketimin altında sarıldığım şemsiyemdi yokluğun.
kimse dokunmasınımdı sensizlik.. kimse dokunmasınımdı..
Yorum Gönder