23 Kasım 2010 Salı

ıslansam nefeslerinde...


yanağına uzanıp sersem kendimi sana.
ıslansam teninden tenime yağdığın çiğ tanelerinde sonra...
gözlerini kapatsam parmak uçlarımdan.
kilitlesem bizi gözlerinin ardına...
kalakalsak karanlığımızda...
gözlerini kapatsam her açmaya çalıştığında...
gözlerini kapatsam...
sevsem göz kapılarından seni...
göz kapılarından kapansam yerlere...
düşüne düşüne,düşüne sürünsem...
düşsem tokm/ağından yüzünün düşüne...
ağlasan sonra yersiz bir nedensiz neden suali ile...
ben hıçkırıklarından sığınsam gökyüzüne...
çatım olsan yutkunuşlarında...
ıslansam nefeslerinde...

zaman aksa biraz gözlerinden...
açsan bana ellerini açabildiğin kadar sonra...
ve sersem kendimi parmaklarına kurumak pahasına...
teslim olsam parmakların aralığına...
süzülsem mutlu bir mendil gibi ıslak ipinde...
mis gibi koksa mendilinden süzülen o an...
kızsa dilinde zaman,kükrese teninde şiir,
ve üflesen dudaklarından esen o en sevdiğim şiirden rüzgarı yüzüme,
ben dalgalana dalgalana kurusam seninle üşüyüp yavaş yavaş...

1 yorum:

üryan dedi ki...

şiirden bir rüzgar olsam, üflesem kendime,

kâh tutuşmuş, ekin tarlası olsam çıldırasıya parlayıp yansam..

kâh , cılız bir mum alevi..

şiirden bir rüzgar olsam, üflesem kendime,
ha yansam, ha yanmasam..
el nihayet; sönsem..