14 Kasım 2010 Pazar

sustu gözleride,zaten dilsiz olanların...


o kadar kısaydı ki şiir,
mısralar anlatamadan içindekileri,
kapandı tüm kapılar...
yüzlerinde kapıdan kalan bir esinti,
ve kulaklarında gurur kıran bir çınlama,
miras kaldı hızla örtülen kapının ardından her birine...
''ama biz büyüyüp şiir olacaktık'' diyemediler dahi...
sustu gözleride,zaten dilsiz olanların...
bir sessizlik,araf oldu gözlerinin görünmeyen içine...
sustular onlarda...
hiç konuşmadılar bir daha...

o kadar kısaydı ki şiir,
uzadı sessizliğe sarılarak yürünen tüm mesafeler...

3 yorum:

üryan dedi ki...

kısa ollmalıydı bazı mısralar,
kısa olmalıydı
ve içinde kalmalıydı
anlatamamalıydı içindekileri..
anlatamamalı ve demlenmeliydi ..
demlenmeli ve...

ve den sonrası yok..
ve işte..
hepsi bu..

e.t. dedi ki...

hepsi bu ile biten,yarım kalmaya mahkum edilen tümceler akıyordu dudaklarını uzatıp tadına baktığın şu soğuk dereden...

hepsi bu ile bitmeye direnen,dilinde demlenmiş yarım bir türkü gibi,sonu eksik bir yapboz'du ağzında derenin soğuk suyuyla üşüyen...

düşün ki,bir düşü katlıyor karalanmış kağıtlarından çocuklar...
biri uçak,kimi gemileri uğurluyor küçücük ellerinden...
düşün ki,seninki uçmuyor...uçmak istemiyor...ayağın dibine sokulurcasına adımlarına çakılıyor...
ve demir kuşların çığlıklarından susuyor kağıt kanatların senin...

düşün ki,buzların üzerinde uçamayan
bir kuş üşüyor...
düşün ki,titriyor nefeslerin...

sonra bir gül ölüyor bakışlarından aşağıya düşüp...

yüzün ki,sonrası yok gülüşler mezarlığı...

e.t. dedi ki...

hepsi bu ile biten,yarım kalmaya mahkum edilen tümceler akıyordu dudaklarını uzatıp tadına baktığın şu soğuk dereden...

hepsi bu ile bitmeye direnen,dilinde demlenmiş yarım bir türkü gibi,sonu eksik bir yapboz'du ağzında derenin soğuk suyuyla üşüyen...

düşün ki,bir düşü katlıyor karalanmış kağıtlarından çocuklar...
biri uçak,kimi gemileri uğurluyor küçücük ellerinden...
düşün ki,seninki uçmuyor...uçmak istemiyor...ayağın dibine sokulurcasına adımlarına çakılıyor...
ve demir kuşların çığlıklarından susuyor kağıt kanatların senin...

düşün ki,buzların üzerinde uçamayan
bir kuş üşüyor...
düşün ki,titriyor nefeslerin...

sonra bir gül ölüyor bakışlarından aşağıya düşüp...

yüzün ki,sonrası yok gülüşler mezarlığı...