11 Ocak 2011 Salı

bu bAĞ ...


bu iki dudağının arasında açık kalan nefesindeki b/ağ ...
örümceği kim bu eğilişin peki...
düşüne öreceği ne,huzursuz adımlarda kapanan gözlerinin...

rüzgarına dalgalanan bir bayrak gibi gerildi dalında ördüğü ağı,
sallandı usul usul her an kopacakmış gibi ışıl ışıl,
oysa taşıyordu sırtındaki ağında buz gibi kocaman bir dağı...

bu b/ağ ki dört minare arasına örülü gülüşünde,
bu bAĞ ki dar ağacıydı daralan nefeslerinin üşüdüğü karlı güneşinde.

Hiç yorum yok: