16 Ocak 2011 Pazar

duvarların dili olsa...


yine gece oldu sevgilim ,
bu kente yıldız düştü gökte işte...
bir uykusuzluk çöktü gözlerimden dizlerime kadar...
merhemi hayalin,kanamaya başlayan yaramızın yine...
yine gece oldu sevgilim ,
sana düştü her yol,dalan her bakış işte...
bir hasret çöktü bakışlardan yüreğime...
parmak uçlarının sıcaklığını özledim yüzümde yine...
yine gece oldu sevgilim ,
uyku çöktü herkesin gözlerine yeniden işte...
en bilindik alışkanlığımız ihtiyaç duyulan...
rüyalara teslim olmak kapanan gözlerimizde...
bir sessizlik pırangasını yüzümüze vurmak uyuyan susuşlarda...
yine gece oldu sevgilim ,
sokak lambaları yanmaya başlayacak şimdi titreyerek
soğuk akşamın son demlerinde...
ve sobası olacak,
üç beş üşüyen böceğe bir mahallenin donan köşesinde...
yine gece oldu sevgilim ,
şimdi yastığında dualarına başlayacak yaşlı gözleriyle
alt kattaki teyze...
ve ben amin diye kapatacağım gözlerimi
onun duasının sonunda bu şehre...
dualarını bölüşeceğiz onunla,
ama onun bundan hiç haberi olmayacak belkide...
benim duyduğum kadar beni duyuyorlar mı acaba
diye düşünmeyeceğim boşu boşuna...
duvarların dili olsa diye bir laf vardır hani,
duvarların dili olsa ben susardım sevgili...
ve mısralarını dinlerdim duvarımın masalım diye her gece,
mum alevi desenli giydiği elbisesi ile...
duvarların dili olsa,
konuşurmuydu şiirler duvarımda acaba,
yada damla damla terlermiydi geceler üşüyen sızılı alnımızda...

Hiç yorum yok: