12 Ocak 2011 Çarşamba

ardışık karışıklıklar örgüsü...yün çorabımın beni sıcak tutan türküsü...


ordan ayrı yar esti yüzüme bugün...
sevdayı tanıdı diye yüreği,
sürdüler tüm hasretlerden o teni...
düş etti yaşlar yüzüne,bağ düştü bir damla canına üzümün...

ordan ayrı yar esti yüzüme bugün...
yolları yürüdü elele diye yürekleri,yolları çaldılar adımlarından.
gün batışlarını bıçakladılar kıyıların duvarlarında...
kızıla çaldılar göğü...
ve kana dayandı zalımın kahpe y/eli...

ordan ayrı yar esti yüzüme bugün...
gülüşümde kan kokusu bir pas tadı hüzünlendi,
yüzüm yere düştü savaşında bugün...
c/an tükendi...

ordan ayrı yar esti yüzüme bugün...
takvimde gün ağladı,
avuçlarda kuruyan kan çatladı bugün...
(n)EDEN sorusunu yakıp zihninden külünü kokladı ciğer bugün...

gerçek an , 22.37 ...
yazan , beN...

OKUMUŞ DÜRZÜLER GEÇİDİ SABAHLAR...
bir savaşa yürür gibi telaşla koşuşturan sabahlarda,karşıdan karşıya uçuşan işçi arıların vızıltısı yükseliyordu kulaklarda...herbirinin sırtındaki markalı parlayan kanatlarında,kafalarındaki erkek arıyı kıskanan bir hırs inliyordu...ve koca kovan her bir bireyi ile birbirinden ölesiye nefret ediyordu...yinede dip dibe yürüyorlar ve aynı kovana doğru süzülüyorlardı...kıçlarındaki iğneyi gösterip tehditkar bakışlarla övünüyorlardı her daim;oysaki kimseyi sokamayacaklarını an gibi biliyorlardı...kuru sıkı dostluklar panosuna kusursuz zannedilen yalanlarını iğneliyorlardı her gün...

ve her gün,her sabah uçuşup geçtiler oradan buradan yanıbaşımızdan aynı yalan adımları ve camdan cesaretleri ile...

her güne aynı akşamı topladılar çayırlardan,düş çiçeklerinden...ve toprak hep kandı o yalana...b/al'ı adı yaşam bir ölünün dudaklarına sürdüler,biraz daha yaşayalım lütfen diye her seferinde aynı feth'in...

Hiç yorum yok: