9 Eylül 2009 Çarşamba

sana tutkun kaldım bir kagıtla...



bana fal gibi bak sevgilim

tüm korkularıma sarıl sözlerinin parmak uçlarında yürüyüp

bütün ürperişlerimi uyandırmadan geç yüregimi...

bana fal gibi bak sevgilim

söyle bana seni ne zaman öpecegimi...

saklama durma söyle ne zaman sarılıp aglayacagız tutkudan yanarken

birbirimize degen yanaklarımızda...

anlat bana yüzümde yüzünü dolaşırken

ne zaman bogulacagız ayrılık korkusuyla yagan gözyaşlarımızdan...

gözlerimde aglayışlar

gamzelerinde seller ne zaman bogacak çocuk kalbimizi söyle...

bana fal gibi bak sevgilim...

korkma gördügün sonlardan

herşeye hayır diyen seni aglatan onlardan...

silmeye ugraşma bir hışımla karaladıktan sonra kalbini yakan hatıraları...

yüzündeki sözleri...

agaçların gölgesindeki defterleri parmaklarında...

bana fal gibi bak sevgilim...

hapsolacagımı fısılda kulagıma egilip

gözlerinin zindanlarına...

çekinme orada çürüyecegimi söyle acılarla...

bana fal gibi bak sevgilim...

hapset beni tüm yalanlarına...

sonra yalanla tüm agladıklarımızı ne olursun bana...

gözlerinin prangası ayaklarımda bir sızı gölgesi

sözlerinin kelepçesi kalbimde soguk bir yara sevgilim...

çizgi çizgi kanayan izler bahçesi tenim...

uyurken sen , açılan üzerini örtme bahanesiyle saçlarını okşamaya koklamaya gelen ben...

dökülür gözyaşım tenine ve yakalanırım korkusuyla atan yüregim...

bana fal gibi bak sevgilim...

ve uyu mışıl mışıl tüm gördüklerine...

unut tüm yarınları rüyalarında...

çünkü ben sana tutkun kaldım bir tarot kagıtla...

Hiç yorum yok: