9 Ekim 2024 Çarşamba

Doksan dokuz idim,on yediye düştüm

 
Dağınığım.
Darmadağın.
Nefeslerim bir bataklığa düşen ince bir aralığın rüzgarı sanki.
Yüreğime kadar saplanmışım,beni yutmak isteyen ıslak toprağa.
Teslim oldum mu olsam mı bilmiyorum.
Gel beni al ölüm denir mi mesela ölüme.
Bilmiyorum.
Dağınığım.
Darmadağın.
Sesler.
Çok sesler var,geliyor üzerime üzerime.
Şehir çok kalabalıksın.
Çok olmayı anlatan bir kelimede neden balık var acaba ?
Bilmiyorum.
Dağınığım.
Darmadağın.
Usul usul batıyorum.
Dudağıma değen çamur tadı,saçlarımdaki son umut kuş olup kaçıyor artık ve nefes alamıyor artık o tüm son pişmanlık,
Ölüyorum.
Gülümsüyorum...
Dağınığım.
Darmadağın.
Düşmüş kader ipim ve boncuk boncuk hatıralarım.
Doksan dokuz idim,on yediye düştüm.
Öd ağacıydım patladım ve sen koktum.
Bir kağıttan,bir kalemin ucu kadar delikten baktım,tüm alemi gördüm...
Çivisi sensin ömür tesbihimin...
Dağınığım.
Darmadağın.
İpimi nefesinden eğirip,
Lütfen beni toplar mısın...?
Ağzım burnum toprak çamur.
Ağzım burnum şiir,ve mısralar.
Ağzım burnum sen...



09.53 kabrim,alemin en güzel bataklığı...şiirimin çamuruna kardım seni...kendimi oraya gömdüm...tanrım beni kabul et göğsünün göğüne...

Hiç yorum yok: