Dün sekiz idim.
Bugün onüç.
Hayaller beyaz çarşaf dikiyor uykumu terzisi ömrümün.
Marsın tozu dökülmüş kum saatime,
Merkürün damlaları yağmış yüzüme,
Notaları buzdan kulağımdaki savaş şarkısının.
Dün sekiz idim.
Bugün onüç.
Dizlerim kan revan,ruhumun evi yıkık dökük.
Düşlerim dünden sökük,yeniden yeniden dün ile yamalı hep.
Kaç gezegen kıyametini yanacak ki anlayacağız,
Karıncanın derdi kırıntı değil,buğday tanesi,ekmek değil sadece...
Yalnızca nesli yarının.
Dün sekiz idim.
Bugün onüç.
Ruhum Avşar elinde dövüldü,tuzlu denizde soğudu demirim,doğdu açıldı gözüm...
Ey Dadaloğlu sana selam durulur.
Yarın bir kavga kurulur,
Nice yiğit dikilir ateş olup ateşin karşısına,
Kimi düşer toprak olur,
kimi kalır ayakta ağaç olur göğüne o korkulan,aslı cennet mahşerin...
Dün sekiz idim.
Bugün onüç.
Elma umrumda değil inan ey Tanrım,
avcundan o suyu içmek tek umduğum...
Avuçlarının kokusu aksın nefeslerime tutunup içime.
Suyun yüzümü yıksın yıkasın ruhumun karanlığını yakıp aydınlatıp.
Ruhumun acıktığı yalnız bu sadece.
Dün sekiz idim.
Bugün onüç.
Yerler gök olsun,gökler yer olsun,
Güneş bir tokat vursun,dünya ters dönsün.
Denizler yağsın üzerimize,yağmur olsun okyanuslar...
Kıyametin düşeceği toprak kalmasın hiç tenimizde.
Kabirler gökte süzülsün.
Dualar kuş olup uçsun konacak dal bulamayıp etrafta.
Elbet öper sevgilinin sıcak dudağı uzanıp üşüyen dudağımı o soğuk arafta.
Dün sekiz idim.
Bugün onüç.
Büyüdü tükendi rüzgarınla eğilip dirilip buğday ruhum,
Bir bu tarafta,bir o tarafta...
11.43 her şey kılıç ve büyü aslında.Kesilmekten,kanamaktan asla korkmaz da insan,ödü patlar bir fısıltı kadar sözden ve yazıdan...Sadece kılıç ve büyü yaşamak oysa...
* Şans ve şanssızlık ikileminden çok daha kadim bir şey hayat...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder