19 Ocak 2022 Çarşamba

Gecesini terketmiş yıldızlar

Çirkinleşiyor artık her şey.

Işıklar kirletiyor tertemiz ışıl ışıl karanlıkları.

Gökler kaçıyor yıldız yıldız tepemizden.

Kuruyor yemyeşil mis kokan güzelim kalpler.

Günahlarını biriktiriyor kumbarasında insan.

Çirkinleşiyor artık her şey.

Gülümseyişler batıyor yüzlerde akşamları.

Türküler yanıyor.

Sinesini sel basıyor vicdanların.

Boğuluyor düşler...

nefessiz rüyalar kütüphanesi...

Çirkinleşiyor artık her şey.

Çiçek açmıyor üçüncü kat teyzenin balkonu.

Martılar cenaze çığlığı.

Dost limanlar alev alev ardında şehrin.

Kahpe,yaralarından kaçan korkak tüm kör bıçaklar.

Boğuluyor umut... boğuluyor yarınlar...

Çirkinleşiyor artık her şey.

Ve ücretsiz tüm acılar...

Bedava sızılar tezgahı bir öğleden sonrası yüzlerde.

Avuçlarda anlamsız harfler çöplüğü bir yalnızlık.

Ceplerde ılık bir hatıra defteri,anılar.

Gözlerde dün çığlıkları bir sağanak.

Sevişsen kimseler yok iki kişilik yalnızlıklarda.

Ölsen,duasız tüm aldanışlar.

Gün güneşsiz,

Gecesini terketmiş yıldızlar.

Işıksız pervaneler...

Düşsüz tüm şafaklar.

Acıkmıyor aşksızlık hiç.

Çirkinleşiyor artık her şey.

Sevişmiyor gökler,renkler ve sessizlik.

Sabahların canı sıkkın,

Akşamlar demleniyor denizlerin kenarında.


22.03 neredesin çocukluğum.önüm arkam sağım solum sobe.



17 Ocak 2022 Pazartesi

Beni sol göğsüne yaksan...


Kar boran beyaz yazılı olsa her yer sonra...
Kirli nefeslerim dökülse tane tane kesik dalımdan.
Simsiyah düşse kanım ardım sıra tenimden.
Damla damla kırıntı olsam gerimde.
Islansa gözlerin...belki benden,belki soğuktan.
Gözlerinin parmak uçlarından dokunsan toplasan,
Beni bulsan...
Kar boran beyaz yazılı olsa her yer sonra...
Gerisin geriye uzanıp ağlasam kulağıma mutluluktan...
Beni duysan...
Sıcak nefesimi tutup eğirsen dudağının örekesinde.
Beni bulutlardan bembeyaz mavi bir göğe diksen.
Kar boran beyaz yazılı olsa her yer sonra...
Üşüsem...
Beni dünümden,çocuk kalbimi avuçlarından karlarla ovsan...
Tutuşsam...
Kar boran beyaz yazılı olsa her yer sonra...
Beni sol göğsüne yaksan...


23.59 
şehrin beyazlığında sönüyor ışığım yavaş yavaş.
görüşüm kararıyor...
göremiyorum.
kayboluyorum...



10 Ocak 2022 Pazartesi

Kabrim olsan...

Ölsem...

Düşsem kazılmış küçük topraktan yuvama...

Kapansam kozama.

Üşüsem...

Titrese dudaklarım...

Özlesem en mutlu zamanları...

Ağlasa çocukluğum...

Ölsem...

Gitsem.

Terketsem dünü,bugünü,yarını üzerimden...

Umrumda olmasa zaman...

Ölsem...

Düşse gurur,sevda,günahlar...

Dağılsa tesbih ağlamalar kopup yüzümden...

Ölsem....

Kanatlarım uyansa ardımda...

Hafiflesem...

Süzülse acılar üzerimden....

Ölsem..

Uyusam gitsem her şeyden,her yerden...

Ölsem...

Düşsem sana...

Kabrim olsan...


00.23 zamansız notaları var şehrin akşamlarının...


Dudağından dudağıma bir yol yaratsan

Dudağından dudağıma bir yol yaratsan,

Nefesinin nefesime karıştığı o ana gömülsem

Keşke...

Uçsam gitsem seninle.

Kaybolsam içinin şehrinde...

Kapansa gözlerim senin karanlığına.

Bıraksam canımı kollarında,

Sana ölsem...

Keşke...

Dudağından dudağıma bir yol yaratsan,

Nefesinin nefesime karıştığı o ana gömülsem

Keşke...

Burnunu burnuma demirlesen önce,

Dudağıma kelepçe vursa sıcak dudağın.

Ateş düşse nefesinden  dudağıma...

İçime düşse ateşin...

Keşke..

Esir düşsem o bakışına...

Dudağından dudağıma bir yol yaratsan,

Nefesinin nefesime karıştığı o ana gömülsem

Keşke...

Seninle unutsam herşeyi...

Seninle inansam yeniden herşeye...

Benim nefes almam gerek...

Dudağından dudağıma bir yol yaratsan,

Nefesinin nefesime karıştığı o ana gömülsem

Keşke...

Aşkla vurulmam gerek...

Kan revan gülmem gerek...

Dudağından dudağıma bir yol yaratsan,

Nefesinin nefesime karıştığı o ana gömülsem

Keşke...


00.03 özledim...


7 Ocak 2022 Cuma

Yazmak dedikleri.

Kolay değil öyle yazmak,

Kolay sanırsın.

Soğur kanın,

Kabuğuna savaş açar,

Yaranı kanatırsın...


00.57 yazmak dedikleri.


Yağmurlu akşamların çayı demlenir şimdi Saçlarında

Sekiz pembe çiçek sehpada.
Duvarda kırık bir çerçeve,
Eskimiş bir fotoğraf göğe bakan.
Yorgun çoraplar koridorda.
Uykulu camlar.
Eski bir tırnak makası orada.
Sekiz pembe çiçek sehpada.
Yaşlı zarflarda mektuplar.
Yağmurlu akşamların çayı demlenir şimdi
Saçlarında.
Ilık ağlamalar.
Koşturan ağrılar filizlenir damağında.
Gıdıklanır gece.
Sekiz pembe çiçek sehpada.
Kaç canı daha var sevdanın acaba kumbarasında.
Açamamış sözler var şuramda.
Sıcak ağlamalar.
Yapayalnız utanmalar şafağımda.
Sekiz pembe çiçek sehpada.
Göğsümde başının izi,sıcak hayalin...


00.49 kaçı kaç geçe,kaça kaç kalasın sen...





Uzağında bir yerlerde...

Uzağında bir yerlerde...

Çatlamış dudaklarının şiir yazılası gölgesinde.

Saklansam keşke tüm saklankaçlardan.

Sana sığınsam kışa düşmüş bir kırlangıç olup.

Uzağında bir yerlerde...

Çatlamış dudaklarının şiir yazılası gölgesinde.

Vurulsam keşke...

Kollarına gömülsem.

Ölsem.

Ölümü sen yıkasan üşüyen soğuk göğsümde.

Uzağında bir yerlerde...

Çatlamış dudaklarının şiir yazılası gölgesinde.

Merhabalar ey dünler.

Ben düşüyorum...


23.49





5 Ocak 2022 Çarşamba

Çamur yüzümün gerisinde bir yerde

Tam içimde,

yerini bulamadığım bir yerinde tenimin,

ardında tüm düşlediklerimin,

Karanlığında gecelerimin,

Titreyen soğuğunda gölgelerimin,

Boşluğunda yüreğimdeki o küçük köyün,

Islak gözlerin,

Çamur yüzümün gerisinde bir yerde,

Kaçan çocukluğumun dünlerinde,

Tam içimde,

Yerini bulamadığım bir yerinde tenimin,

Küllerin altında,son nefesindeki ateşin dilinde,

Sözlerin gerisinde,

Söylenmeyenlerin saklı avcunun içinde,

Aydınlıklar altında,

gözlerini sımsıkı yummuş,

Kendini saklanmış sanan,

küçük bir çocuk var...

Ve sepsessiz yaraları var...

Üşümüş kanlar akıyor teninden vicdansız nehirlerin...


23.01