Gök düştü.
Kimsesiz artık tüm savaşlar.
Terkedilmiş kazanmaların hepsi.
Duvarları kara yürümelerin gayrı.
Gök düştü.
Kimsesiz artık tüm savaşlar.
Yuvadan düşen tüysüz kaybetmeler.
Acısız ölümler...saksılar...düşler...
Ayazı henüz karanlık sabahların.
Gök düştü.
Kimsesiz artık tüm savaşlar.
Sesler sararıp döküldü kulaklardan.
Sesler kurudu...
Sesler ayaklar altında...
Sesler kırıldı.
Sesler öldü...
Duymaz oldu taşları kaldırımın.
Sağır içimdeki çocuk...
Kanıyor piyano parmakları kuştan akşamların.
Uyuyakalıyor sızıları defterimin.
Bakışlarının dizlerine uzanıyor çocukluğum,
Ne zaman geçip gitsen benden.
İçimde bomboş bir mezarlık var yalnız beni bekleyen...
Ölüm bile yapayalnız...
Gök düştü.
Kimsesiz artık tüm savaşlar.
Ağlamalar sessiz.
Saklanmış tüm yagmurlar belki.
Bulutlar pişman...
Ak kinlerin kirlenme arzusu dişlerini sıktığın her an.
Tersine yürünen zamanlar pişiyor tencerelerde.
Tahta kaşıklar kadar masum
tüm köylü sevdalar...cümleler...cümleler...
Gök düştü.
Kimsesiz artık tüm savaşlar.
Ve dizleri üzerine düştü şiir...
Boynu vuruldu son noktanın.
Virgülü göz yaşın bulutunda gülüşünün.
Gök düştü.
Kimsesiz artık tüm savaşlar.
Ve tüm kazanmalar kaybetti çoktan yarınlarını...
Avcu kan hayaller avlusu...buğday sofralar soğuğu hayalin...
Gök düştü.
Kimsesiz artık tüm savaşlar.
Kaybetti kalem...
Kaybetti kalemi...
23.17
an;asla durduramadığın bir musluğun gözünden,bazı bazı akan o bir damla suyun çığlığından yazıyorum bunları sana zamanı gecenin...kapat gözlerini.ıslanmasın rüyaların.