Bir denizi içiyorum.
Oturmuşum uçurum kenarı bir bakışına teslim.
Ayaklarımı sallıyorum gökten aşağıya.
Kargalar.
Kardan gagaları vardı belki.
Yüzyıllık çilelerinin rengi üzerlerindeki belki kimbilir.
Bağırıyor dışarıda bir karga yine.
Canını kim yaktı sabah sabah kimbilir.
Bir denizi içiyorum.
Oturmuşum uçurum kenarı bir bakışına teslim.
Ayaklarımı sallıyorum gökten aşağıya.
Son nefesini veremeyen bir uçan balon kıvrılıyor yanıbaşıma.
Üç beş günlük kelebek ömründe son dem anları.
Bir oraya yatıyor başı bir öbür yana rüzgarsızlığında günün.
Ölemiyor bir türlü.
İnandığı bir şey mi var acaba içinde gizli ,
Savaşmaya değer her nefesin secdeye yüzünü sürdüğü.
Bir denizi içiyorum.
Oturmuşum uçurum kenarı bir bakışına teslim.
Ayaklarımı sallıyorum gökten aşağıya.
Bir piyano var kafamda.
Bir nota basıyor en sızılı parmağının ucunda sadece.
Bu kadar hüznü nasıl da sırtlıyor tek bir ses oysa.
Nasıl bir hamallık bu,nasıl bir kahramanlık,
Bu göklere gururla kaldırdığın ey ses.
Kulağımda savaş uğultusu bir sabah.
İçimde yarısı yıkık bir cami zaman.
Gözlerimi yumuyorum an'a , her korktuğumda.
Yaşım dört yine ve daima.
Tek duyduğumsa o çocuk kulaklarımda,
Üç bomba bir elham.
İçimin giz karanlıklarında.
Bir denizi içiyorum.
Oturmuşum uçurum kenarı bir bakışına teslim.
Ayaklarımı sallıyorum gökten aşağıya.
08.59 mayıs bitti çoktan.kaç kırlangıç büyüyor çamur evlerde şimdi acaba.yaşamak uzun.yol bitmez tükenmez bir yorgunluk cocuk kanatlarında sonra.zaman var mı peki büyümeye çocuk.sordular mı peki hiç sana.uçmak istiyor musun o hep uçulan uzaklara.ölene dek kanat çırpmak mı senin de tek hayalin.mayıs bitti çoktan...
Rumuz: geride kalmış yavru kırlangıçların,toz çamurlar ile hayal kurmuşların şerefine...