Bindim etime suretimin,
Pedalını çeviriyorum adım adım yaşamanın, çocukluğumun o tek bisikleti gibi.
Yaş on,yaş otuz,kırk,elli,altmış belki her an her şafakta.
Bir ömürlük geceler doğuruyorum güneşsiz karanlıkların sisinde bir batında.
Sırtını dönmüşsün,
Zafersiz kalmıştım oysa,
İçimde kahrından ölen bir komutan terketmişti sanki beni,
Ben ise yapayalnız,ardından,rüzgarın değmeye kıyamadığı saçlarında senin denizini izliyordum,
Fersah fersah memleketini kokluyordum omuzlarının kıyılarına çarpan o tuzlu deniz kokusu saçlarından.
Her günü bitirmeye çalışan çabalayan bu düzen bu fıtrata inat ben,
Gözlerinde zamanı durduruyordum bileklerinden çivileyip gözlerimde şu kainatı...
Bindim etime suretimin,
Pedalını çeviriyorum adım adım yaşamanın, çocukluğumun o tek bisikleti gibi.
Ve zinciri atar yüreğimin iki güne bir,
Ellerim kan revan,ellerim siyah yağı sevişen satırların...
08.12 bir ozan ölür ve bir kuş kırıp yumurtasını doğar etine binip cehennemine...