çok yagmur düştü saksılara...
çok yaprak aktı sonbaharlardan...
çok yaşlar dondu gözlerden yanaklara...
çok düşler göç ettiler sıcak güneylere...
çok kahkahalar dalga geçtiler benimle...
çok balık öldü denizlerden koparılıp...
çok oyun unutuldu gitti çocukluklardan sokaklardan...
çok aşk tohumu ekildi topraga...
kimi bitti kimi büyüdü kimi bitmedi...
çok yaralar kanadı durmadı...
çok ay dogdu...
çok güneş yıkandı mavi denizlerde yazları...
çok şarkılar agladı...
çok sevda dügünlendi...
çok davul zurna türkü halay horon gömüldü yaşlanıp topraga...
çok özledimler baglandı yüzlerce dilek agaçlarına...
çok dilekler düşürdü kırılan dallarında umutlar...
çok kum aktı kan gibi kum saatlerinden...
kanlısı unutulanların kenti...
çok cümleler ufalandı
çok sözler tükendi
çok yeminler unutuldu gitti...
çoklar o kadar çoktu ki...
azaldı gitti tüm kalabalıklar
yalnızlaştı kalpler...
agladı bir odasına kaçıp saklanıp tüm yalnız evler...
çoklar o kadar çoktu ki...
tükendi bitti tüm az kalanlar...
çok zaman geçti çok şeyin üzerinden...
geriye az bir ben kaldı
tüm çoklu bilinmeyenli denklem düşlerinden...
çözüm kümesi çözümsüz
bir bulmaca gibi
yer yer boş , terkedilmiş bir hayal
yap bozlansın gözlerimde o zaman...
aranılan parçalar bir türlü bulunamasın...
ve bu yap boz hiç bitmesin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder