aralıktır kapı belki..
aralıksındır suskun ve soguk akşamları..
kasıma düşman ve ocaga sevdalı...
bense hep sıcak bir ocak düşlerim rüyalarımda ,
bir çaydanlık dolusu düşü demlerim ocagımda...
sıcak bir ocaksındır belki sen ,
tüm karlarına inat...
bir şubat mektubusundur belki sen..
üşümüş ellerin sıcacık umut alevi hevesi ile yazılı...
ne kadar da gariptir oysaki
sabaha kadar yanarken ampülleri
tepesi nasıl kardır sokak lambalarının oysaki ,
sıcacık yanıyorken ışıkların nefesi...
kış mevsiminin aşık delikanlısıdır tüm sokak lambaları mahallede ,
dışarısı buz gibi soguk ama kalbi elle tutulamaz sıcacık bir yangın yeri...
sokak lambaları...
sokagın mumudurlar geceleri...
belki bir martsındır sen
yada bir martı sahilde kimbilir...
zili çalan komşunuzun güzel kızıdır gelen bahar sanki...
açarsınız kapıyı ,
ve bahar hanım sorar
bir kaşık nisan alabilir miyim diye...
bir nisansın belkide sen...
tatlı bir şaka gibi gülüşlerde eriyen...
yada bir eşşek şakasıyla süslenen muzur bir güne sarılı...
halbuki ben hiç şaka yapan bir eşşek görmedim daha önce...
neden eşşek şakası demişler ki şakaya acaba...
tüm yagmurlarda anılarını sulayan
ıslak yanaklı , sızlayan gözlü bir nisansın sen belkide...
beşigini yagmurlara kurup uyuyan bir mayıssın yada...
herşeye inat ayakta duran...
ama özlenen bir sıcagı avucunda saklayan bir haziransın sen belkide...
ayagını sokmak için soguk denizlerin ısınmasını bekleyen...
yada sabırsız çoktan suyun içinde olan...
sıcacık bir temmuzsun yada sen
tüm tarlaların tohumu yiyip kana kana su içtigi susayıp...
kulagında kirazlar ayagını agaçlardan aşagıya sallayan bir agustos böcegisin sen belkide ,
tek dostu karınca adımları olan ,
yirmidört günü iple çekilen...
sonra sararsam biraz ben...
nebileyim...
bir eylülsün sen belkide...
sessiz ve agırdan sararan güneşle yaprakları...
yada bir ekimsin sen başaklarından dallarından yavaş yavaş dökülüp süzülen...
bir kasımsın sen belkide...
yagmurlarla ıslanıp
esen serin anılarıyla üşünen...
ve ben
dört mevsim sen...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder