kırıntılarım dökülüyor masama her gece...
yüregimde bitmez bir akşam yemegi...
bitse de gecenin karanlıgına dalıp dalıp gidilen
masadan bir türlü kalkılamayan bir balkon üstü gecesi...
kulagımda omuzları üşüten serin rüzgarın ezgisi şiir olmuş
doluyor kaşıgıma...
bogazım kuruyor yada bir lokmanın takıldıgını hissediyorum bogazımda
takılmadıgı halde ara sıra...
sessizce bir anı tütüyor sıcak çorbanın dumanı gibi burnuma...
tatlı bir açlık açıyor kapıyı adım adım gelen hatıralara...
bir yemek faslını çalıyor radyoda hayat...
tarih tekerrürden ibaret bir kelebek uçuşuyor loş ışıga kur yapar gibi...
yüzüm elime yaslanıyor...
kalbim üzgün gülümseyişlere...
bir bardak su doldurur musunuz acaba diyen bir ses uyandırıyor beni dürtüp...
uyanmak istemiyorum diyen ruhum erteliyor bu alarmını gecenin serin sularında...
ayranla sarhoş olan herkes kadeh kaldırıyor güzel günlere...
hiçbirşey yemediniz diyen bir ses yalan bir gülümseyişi takıyor yüzüme...
masadan kırıntıları topladınız durdunuz kuzum...
aç degil misiniz yoksa...
acıktım hemde çok acıktım sana...
tüm lokmalardan kaçıp seni toplamak istedim kalbimin kırıntılarından...
ellerinize saglık...
harikaydı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder