Bir rüya düşer aylar sonra belki başımın çatısına,
Sen gelirsin belki çocukluğumun köy bahçesine,
Çeşmeye ineriz elele düşlerde çırılçıplak ayaklarımızla belki.
Asmadan koparmadan dalından ısırırız üzümleri,
kara incilerini yeşil yapraklardan denizlerin seninle belki,
Bir kedi küsmüş ikimize izliyor ufku.
Bir rüya düşer aylar sonra belki başımın çatısına,
Sen gelirsin belki çocukluğumun taş evine,
Taşlar,dikenler,buzdan soğuk yaz güneşine inat suların tam da yüreğinde ayaklarımız belki,
Üşür şimdi yalnızlığımız seninle.
Bir rüya düşer aylar sonra belki başımın çatısına,
Sen gelirsin belki çocukluğumun hasır örtü nar ağacı gölgesine...
Bir helke su taşırız kuytularına yamaçtaki evimizin,ruhumuzun.
Vakti seherde düştüğümüz yeşil otta,çimende.
Dudaklarının kokusu değmiş sinmiş dudaklarımın aklına,
Yanmış aklım,tutuşmuş rüyalarım düşüm,
Kaldım bi başıma biçare.
Bir rüya düşer aylar sonra belki başımın çatısına,
Sen gelirsin belki çocukluğumun umut rengi aklına, aklımın dam çatısına,
Bu kış katlı içimin çekmecesine,
bu kış naftalin,ve bahara Allah kerim...
00.33 yüzünde simetrik bakışmalar avlusu.gözlerinde hasret.gözlerinde hicran.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder