22 Nisan 2011 Cuma

konya şekeri bayramlar...


konya şekeri bayramlarım vardı benim...
bembeyaz bir şeker ve kimi zaman üzerine kırmızıdan çizgiler.
bir tebeşirdi sanki dokunduğun o hissi,
beyaz tozlar cenneti...
küçük gözlerimi ıslatan mutluluklar uçardı gözlerimden...
kuşlar çayırlara uzanır gibi uzanırlardı cami bahçesine,
korkusuz bir tembelliğin huzurunda...
bir buğday tanesi kadar hayaller mutluluğunda...

konya şekeri bayramlar düşerdi ellerime benim...
ister misin sorusu olmadan dolardı avuçlarım,
çünkü kim istemezdi ki değil mi...

köy yolunun yokuşlarında çakıl çakıl ışıldardı o çetin zorlu yollar.
güneş daha bir güneşti sanki...
ve dut topladığımız o toprak dam...
çatısı dut ağacı dünler durağında otobüs beklemek güzeldi...
akşam ezanı ardından kavak ağaçlarını dinlemek rüzgarından,özeldi...

konya şekeri bayramlar beyaza boyardı parmaklarımı,ağzımı benim...
ben mutlu bir tebessüm ile susardım...
köy çeşmesi ruhumu yıkardı her güneş batışında benim...
ve güneş inan bana,
her akşam yepyeni bir tablo gibi batardı manzaranın ardından...

ressamı sen düşler atölyesinde,ben bilmeden aslında
o çocuk tanımımda seni hatırlardım...
henüz seni tanımazken bile üstelik...

konya şekeri bayramlar çiziyorum şimdi kağıtlara...
ve duvarlar yüz dönüyor küsüp yine bana...
eski bayramların tadı yok diyecek şimdi biri eminim,
eskide olanları özlediğimizi söylemeye dilimiz utandığı için belki...
küçük boyların tadı unutulmaz eşsiz hissiyatında,
çocuk hatıralarında hiçbir tat silinmez sevgili,acı yada tatlı...
ve sen çocuktuk unutacak o çocuklar bugünleri derdin,
oysa çocuklar hiçbirşeyi unutmaz sevgili...
unutmuş gibi yapmayı seçerler belki...

konya şekeri bayramlar tozlanıyor dilimde şimdi...
tatlı mı tatlı...
belki birazda ağlamaklı...


zaman ki an ; 09.38 Sabahın o kör saati hangisi ?

Hiç yorum yok: