7 Nisan 2012 Cumartesi

14.53 zaman,bir şehrin fethiydi sanki gözlerinde...



GÜNDÜZ DÜŞLERİ


bir fısıltılık güneş düşürdüm sıcak dudaklı çayımın duman yüzüne önce.
susadıkça aynı tadın hatırasını andım seyyah dilimin adımlarında yine.
gözlerinin kapılarında bekledim gündüz düşlerimi,
iki fincan rüzgar kadar es yüzüme yeter bana.

oysa kan kaybediyor perçem perçem bakışların senin,
uçurum kenarına tutunan sevdalarında...
sorsalar gün kadar temiz ve çıplak,
dudaklarının uçurumundan atlayan tüm sevdalı genç sözlerin...

bir tutam yaş ekledim gözlerinden çalıp üşümüş ağlayan yanağıma,
içi ısınsın çehreme sokulup tüneyen tüm yetim gülümsemelerin diye...
dilin,yüreğine saplı saklı hançerin senin...
sorsalar ne yaran var ne sevdan ama.

kan döküyor kurşun kurşun yalanların elinin sayfalarında...
barutun olur akan yarana saklı bir bakış kimi zaman.
kan kesilir sevdadan bazı,
durur sevda yangınında yanmış olsada tüm sıcak sızılar...

bir satırlık soyun bana kapalı gözlerimin ardında,
suspus olsun tenimde bahar;
utansın,kıskansın nisan çıplaklığını .
üşüsün halep çıplak dudaklarından düşen rüzgarın ile...

ve ben üşüyen avuçlarıma ismini üfleyeyim bir yudum sıcağı içebilsinler diye...


14.53 zaman,bir şehrin fethiydi sanki gözlerinde...





* parmak uçlarından tutsam seni keşke...

Hiç yorum yok: