Gözlerimi deriyor sessizlikler.
Yapayalnız hissediyorum.
Kalbim fısıldıyor atışlarını nefeslerime.
Göğsüm daralıyor.
Sığamıyorum.
Çok sessiz...çok sessiz....çok sessiz...
Bilmediğim bir dilde acılar uyanıyor içimde.
Tabutuma küstüm,
Daha girmediğim kozamı bıçaklıyorum.
Çirkinliğime sımsıkı sarılıyorum.
Tırtıl gömülmek istiyorum.
Kefenim yeşil bir kiraz yaprağı olsun.
Bilmediğim bir dilde acılar uyanıyor içimde.
Bir bardak...
Bir porselen çatlak...
Bir kanlı yara imanımda kabuğu sökük.
Bilmediğim bir dilde acılar uyanıyor içimde.
Yatağımı tanımıyorum.
Yabancısıyım mutfağımın.
Çok sessiz...çok sessiz...çok sessiz...
Rüyaları gözlerime dikiyorum.
Kanlı,ağlamaklı tüm bakışlarım.
Bilmediğim bir dilde acılar uyanıyor içimde.
Bulgur pilavları sayıyorum,
Karıncadan umutlar katlıyorum.
Naftalini sen kokusu bir mevsimi saklıyorum
İçime...
Küflen benimle.
Yıkayalım çamur ile ıslak gülüşlerimizi.
Çatlasın akşam.
Çıtırdasın ocakta şafaklar.
Hiç durmayalım...
Bilmediğim bir dilde acılar uyanıyor içimde.
Çiçekler küs bugün yarınına.
Bilmediğim bir dilde acılar uyanıyor içimde.
Ben anlamadığım sızılar doğuruyorum.
Masumlar havalanıyor güvercin avuçlarımdan.
Çocuklar kahkahadan uçurtmalar kovalıyor.
Bilmediğim bir dilde acılar uyanıyor içimde.
Ölüm,beni terkedip gidiyor.
Küçücük avuçların kokusu doluyor içime,
Ekmek kokusu düşlüyorum.
Kokluyorum...kokluyorum...kokluyorum...
Bilmediğim bir dilde acılar uyanıyor içimde.
Anlamıyorum...
Anlamıyorlar..
A.
23.34 dilsiz düşler kıraathanesi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder