bir alev halkasının ortasındaki akrebim şimdi ...
donmuşum yapmam gerekenden kaçıp tam orta yerde kalmışım öylece.
doğamı reddetmişim...
altıncı hissime sağır kalmışım...
bir alev halkasının ortasındaki akrebim...
düşünmeye daha yeni başlamışım
yaşam değerli olmaya daha yeni başlamış...
korkum ilk defa nefesime karışmış
kanımda ilk defa yelken açıp yola çıkmış
çapası yok demir atmak yok durmak yok hiçbirzaman artık...
bir alev halkasının ortasındaki akrebim
donmuş kalmışım bu sıcağın tamda orta yerinde...
gözlerim alev alev bu yangına seyirci kalıyor
ayaklarımın altındaki kum ısınmış yanıyor...
mezarımda ayaktayım sanki
mezarımda canlıyım hala
mezarımda izliyorum ölümü...
kendi cenazemde bir duayım sanki...bütün ağızlardan çıkan duaları duyabilen bir dua...
bir alev halkasının ortasındaki akrebim...
ayaklarım yanıyor ve sırtımda ölüm heyecanımın üşüten ayazı esiyo.
bir alev halkasının ortasındaki akrebim...
bu yangında düşlerim kuruyo tek tek yeşil yapraklar gibi ; yanmalarına kuruyan odunlar gibi...
bir alev halkasının ortasındaki akrebim...
gözümden dökülen yaşlar yanıyor korkumun sıcağında...
yüzümde yaşamımın yaşayamadıgım dakikaları terliyo...
bir alev halkasının ortasındaki akrebim...
kagıt gemilerim yanıyor yüzdükleri suyun üzerinde
kağıt uçaklarım yanıyor uçtukları rüzgarın kollarında...
bir alev halkasının ortasındaki akrebim...
bu alevlerin ışığında düşlerim kararıyorlar.
ayaklarım dahada gömülüyor serin derinlerine kumların...
bileklerimde pranga yangınlar dalgalanıyor...
derinlerine kaçtığım kumlar yanan bir deniz sanki...
ıslaklıgım o kadar sıcak ki...
bir alev halkasının ortasındaki akrebim...
ateşin sahibi intiharımı bekliyor...
o kadar sıcak ki donakalıyorum...
donakalıyor içimde tüm korkular...
sessizliğim tek çığlığım...
gömülüşüm içimi serinleten tek suyum...
bir alev halkasının ortasındaki akrebim...
tam kapanmamış bir musluhun ucunda kuruyan bir damla suyum sanki...
bekliyorum düşüşümü...
ama düşmüyorum
düşemiyorum...
bir alev halkasının ortasındaki akrebim...
ölüme giden yolumun uzunluğunu ölçemiyorum adımlarımla...
adımlarım saplanmış kalmış kumlara.
yelkovanından kaçan bir akrebim şimdi...
saniyeler tuzak...
dakikalar uzak geliyor...
bir alev halkasının ortasındaki akrebim...
başımı kaldırıyorum yukarıma gökyüzüme...
alevlerin sahibinin gözlerinin içine demir atıyorum gözlerimi...
gözlerimden izleyebilsin bu yangını diye...
içim yanıyor...
içim alev alev...tenimde alevlerin sıcaklıgı öpüşüyor...
yanıyorum..
acıyorum...
bir alev halkasının ortasındaki akrebim...
aklımdan birden ona kadar bir sayı tutamıyorum
tüm sayılar kaçıyorlar benden
aklım yanıyor, korkularımın alevleri sarıyor tüm beynimin içini...
bir alev halkasının ortasındaki akrebim...
beyaz bir fareyim sanki
peynir konmamış bir labirentin peynir avcısıyım amaçsız
nedensiz bir ölüm tarlasını suluyorum istemeden...tohumu ben...ekini yoklugum...
bir alev halkasının ortasındaki akrebim...
donakalmışım benden beklenilen herşeyin aksine...
korkmuşum haketmediğim harakirimden...
bir alev halkasının ortasındaki akrebim...
neden sıcak heryer...
neden yanıyorum buz gibi bir çöl gecesinin soğuklugu eserken sırtıma...
bir alev halkasının ortasındaki akrebim...
kuyruğumda asılı bekliyor başımı kesecek giyotinim...
maske takmamın ne faydası var , kendimin cellatı isem eger...
kuyruğumda ellerime doğuştan verilmiş keskin baltam...
bir alev halkasının ortasındaki akrebim...
dizlerimin üzerine düşüyor bedenim...
korkuyorum...
alevler hala aynı uzaklıkta ama sıcak rüzgarı yalıyor tenimi...
sıcak rüzgar yıkıyor yüzümü durmadan...
ard arda su çarpar gibi yüzüme alevlerin sıcağı çarpılıyor
nefes alamıyorum...
boğuluyorum bu yanan denizin içinde...
ayağımın altından akıyor kum saatimin kumları.
akan kumlar o kadar sıcak ki dayanamıyorum saniyelerin kum olup akışına...
bir alev halkasının ortasındaki akrebim...
ve sönüyor birden tüm alevler etrafımda...
karanlık çölün gecesinde sönüyor alevlerin ışığı aniden...
şaşkınım...
ayağımın altındaki ve etrafımdaki kumlar o kadar sıcak ki hala...
yüzümü yakmaya devam ediyor sönmüş ateşin ısıttıgı kumların sıcagı...
karanlık gecede kaybolsa da tüm yangın, alevsiz bir sıcak yakıyor tenimi hala...
donakalmışım...
sıcak kumların ortasında öylece duruyorum...
bekliyorum...
buz gibi esiyor sırtımdan çöl rüzgarı gecenin dizginlerine asılıp...
bekliyorum ayağımın altındaki kumlarn buz gibi olana dek soğumasını...
donakalmışım o sıcağın üzerindeyken ayaklarım...
buz gibi oluyor biraz sonra tüm kum taneleri...
sonra paramparça oluyor kumlar biraz daha geceye ...
buz gibi oluyor tüm kumlar ...ayaklarımın altı üşüyor...
içim hala yanıyor...yanardağ gibiyim...
kaçmaya en uygun zaman ...avuçlarımdan akıyor işte zaman tam da şimdi...
tenimde buz gibi,gecede buz gibi artık
sönmüş bir alev halkasının ortasındaki akrebim...
sönmüş bir oyunun piyonuyum şimdi...
buz gibi bir mezarın üzerindeki samurayım sanki şimdi...
tekrar kaldırıyorum başımı gökyüzüme...
sönmüş alevlerin sahibinin bana haydi git diyen bakışlarının içine demir atıyorum bakışlarımı...
gözlerim çok sıcak...
bakıyorum uzun uzun gözlerinin içine...
korkuyu kokluyorum gözlerinden bu gece ilk defa...
kader kuyruguma asılmış bir gaz lambası sanki şimdi...
kırıp atıyorum...
başımı kaldırıyorum...gözlerine bakıyorum tekrar...
ve sokuyorum kendimi...
bir alev halkasının ortasındaki alev sahibisin şimdi...
1 yorum:
birden cehennemde buldum kendimi...
Yorum Gönder