29 Ekim 2008 Çarşamba

gözyaşlarım karışıyo gülüşlerimin çizgilerine...



gözyaşlarım karışıyo gülüşlerimin çizgilerine

kimisine göre mutlulukla mutluluktan aglamak bu

kimisine göre gökkuşagını görmek için yagmurun gerekli oluşu

gözyaşlarım karışıyo gülüşlerimin çizgilerine

bir çocuk var gözlerimde

hergün okula gitmek için okul yolunda

o kadar dik bir yokuşu tırmanıyorki

mavi önlügüne agrıyan bacaklarının sızısı karışıyo

okul yoluna diye çıktıgı bu yokuş hergün

yanıyor adım adım bacaklarında ,

eklemlerinin kerpiç evinde...

nefret ettigini sanıyor okuldan

okul yolunda çıktıgı o çıkılması imkansız görülen dik yokuş yüzünden...

ama evini sevişi

degil ,

yokuşu boş viteste inişinden ...

gözyaşlarım karışıyo gülüşlerimin çizgilerine bazen

aglayan bir kemanı güldürmeye çalışıyor bir kemancı

akoru bozuk sandıgı keman gülmek istemiyor oysaki

avuntu gülüşler uçuramıyor malesef

gülüşler uçurtma olsada rüzgar çok güçlü esiyorsa

uçamıyor işte...

yagmur yagarken ateş yakılamıyor kumsalda

bir gitar gülemiyor soguk kumlarda

gözyaşlarım karışıyo gülüşlerimin çizgilerine

bakışlarım aglarken

bakışlarımı sallıyor yalan gülümseyişlerim bir beşige yatırıp

uyusun dinlensin diye tüm aglamalar...

bir çobanın yalnızlıgını giyiyorum kepenek misali üzerime o an

ve tüm şiirlerimi alıp yaylalara çayırlara çıkıyorum

mısralarım otluyor

ve ben uzanıyorum çayırlara ıslak sabahların mahmur güneşinde

sırtımda ıslak bir serinlik kaşıyor beni

bir kaval esiyor yanıbaşımda

bir kaval olmak istiyorum bir ustanın agzında

mısraların dinleyecegi bir ezgi kulaklarında

gözyaşlarım karışıyo gülüşlerimin çizgilerine

düşlerime kabuslar

hayallerime inanmadıgım gerçekler karışıyo usul usul...

tertemiz bir derenin neden öldügü bilinmeyen ölü balıkları gibi uzanıyorum sonsuzluga

soguk kıyıların soguk taşları musallam...

gözyaşlarım karışıyo gülüşlerimin çizgilerine

mürekkep damlıyor

mürekkep akıyor yavaş yavaş beyaz kagıdıma

leke degil bir ebru oluyor tüm hatıralarımla mısralar o an...

gözyaşlarım karışıyo gülüşlerimin çizgilerine

limon kokuları hislerime

sarı , tuvalimde resmime...

asma yaprakları çocukluguma çardak oluyor

bu zamanlarda

pulsuz mektuplar yazıyorum soguk kış akşamlarına

haritasız seyyahlar gibi yolları yaşamı olan...

pulsuz mektuplar yazıp atıyorum

erken kararan günün akşam saatlerine...

gözyaşlarım karışıyo gülüşlerimin çizgilerine

kokun tenime

tenin elime

elin yüzüme

yüzün gözüme

gözlerin mısralarıma karışıyo usul usul...

ve ne zaman bir mutluluk elinde bir gülüşle gelip mektup gibi kapımı çalsa

gözyaşlarım karışır gülüşlerimin çizgilerine...

Hiç yorum yok: