27 Ağustos 2010 Cuma

adı yalandı içimdeki tüm dürüstlüğün...


"Bana yalanlar söylese yetinecektim,
Ama yalan söyledi."

"Kime sorsan
Evinde bir oda eksik."

"Kendi bahçesinde dal olamayanın biri
Girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor."

'Yalnızlık' isimli kitabının bitiminde şu yazılı : "Gördüğümü görecekler diye ödüm geriliyor."

"Beni öyle bir yalana inandır ki
Ömrünce sürsün doğruluğu"

(ö.a) değil ustanın adı Özdemir Asaf...

ne kadar doğru olsam o kadar yalansın dediler...
ne kadar doğruyu kanasam tenimden,kandırıyorsun dediler...
ne kadar doğru döksem avuçlarımdan,
kime göre doğruydu ki zaten doğrular...
herkesi mutlu eden kesin bir doğru doğmuş muydu ki insan denilen mahlukatın dünyasında.
ve çocuk bilmelisin ki,sorun büyükler,büyümek,büyüklük değil...
sen sakın sensizliğin çözüm olduğuna inanma...
sen sakın inanmadığın ışığa bakıp boş yere kör olma...
adı yalandı içimdeki tüm dürüstlüğün...
çünkü adını yalan koymuşlardı aslında kalbimi hiç tanımayanlar.
anlayan sineğin lüks ışığının gölgesine karalanan masallar,
ve en güzel al anlardır aslında, kalbinin inanmak istediği tüm masum yalanlar...

* kızgın değilim...
ama,kızdırdılar usta...

1 yorum:

üryan dedi ki...

ay, yarısını farelerin kemirdiği bir peynir tekeridir.. inadına.. inadına..