30 Ağustos 2010 Pazartesi

düşü güz mevsimi sürdü ölüme cellatlar...


düşü güz mevsimi sürdü ölüme cellatlar...
güz düştü düşlerimizden kanlı hasır sepete o an...
ve kin döktü pas rengi mevsime yapraklar...
yollar kuruyan cesetler ile kaplandı sessiz hışırtıları ile.
rüzgar ağıtını mayaladı yalnız kalan ağaçların yüreğine,
türkülerini dallarında sızlataraktan...
düşü güz mevsimi sürdü ölüme cellatlar...
ve yanık yanık ahları yaktı göğün göğsüne martılar...
dışarısı siyah...
dışarısı yas...
dışarısı gecenin gündüze koynunda en uzak olduğu an.
dışarısı siyah,
sanki umrunda mı
ağzımdan göğe damlayan demir tadıyla bu kanlı aahhh...

ve biz nerede kaybettik biliyor musun sevgili...
kazanmalara afyon dumanı gibi esir düştüğümüz anda...
halbuki ihtiyacımız yoktu hiç peşine düşülmüş zaferlere..
kaybetmeyi seçerekte,birbirimizde kaybolabileceğimize,
inanamadık bir türlü...

ve biz nerede kaybettik biliyor musun sevgili...
kazanmalara afyon dumanı gibi esir düştüğümüz anda...

zaman kaçın sularında demirli acaba : 01.49

Hiç yorum yok: