2 Ağustos 2011 Salı

bakışımı sağıyordun bilmeden oysa...


bakışımı sağıyordun bilmeden oysa...
ve kederimin kara sütünü yutkunuyordu dudaklarından kaçan zaman...
akrep bile titriyordu saatte bir atabildiği adımlardan...

bakışımı sağıyordun bilmeden oysa...
boş bakışlarımı kaldırıyordum gökyüzüne ben elimden kaçan bir uçurtmaymışcasına,
ve kekik kokusu bir rüzgar hayal ediyordum kollarımı üşüten,
gözlerimi kapadığım düşlerimde...

bakışımı sağıyordun bilmeden oysa...
oysa, ne rüzgar uçurtmaya esmekten kaçabiliyordu
nede uçurtma rüzgarsızda uçabileceğine inanıyordu...
bilmiyormuş gibi yaptılar hep...

bakışımı sağıyordun bilmeden oysa...
ne zaman düşlerimi senden kaçırmaya çalışsam,
kuyruğu kopan düşlerim döne döne sana düşüyordu...


bakışımı sağıyordun bilmeden oysa...
ve kederimin kara sütünü yutkunuyordu dudaklarından kaçan zaman...
akrep bile titriyordu saatte bir atabildiği adımlardan...



ve ''buda geçer'' ilaç satanların yalanıdır oysa...

Hiç yorum yok: