24 Temmuz 2012 Salı

içime kanıyorum sevgili...


içime kanıyorum sevgili...
düşsüzüm ben,yapayalnız rüyalarım...
taş döküyorum kederin doruklarından yanaklarıma ışıl ışıl...
aş pişiriyorum gülüşümden sen düşüne gecede...
ah aah,
yeşilden bir kül örtülüyor yüzüme alevden dualarla sanki,
örtülü gözlerimin karanlığına seni yakıyorum kandil diye...

içime kanıyorum sevgili...
sıcacık bir kesik akıyo içimden çocukluğumun köy yoluna usul usul sanki.
uyuşuyor çocuk yüreğim,
karıncalar savaşıyor küçük avuçlarımın ovasında misali,
kaşınıyor bakışlarım...
tuzlu sızılardan düş damlaları döküyorum yanağım patikasına...
bakma utanırım,
suyu kuruyana kadar kaldıramam başımı sana...
tuzu beni yakar gözyaşlarımın,
suyu seni yaşatır inşallah...

içime kanıyorum sevgili...
geceler yalancı,geceler kaypak inanmam gayrı...
konuşmam ay'la artık,yıldızla sevişmem tövbe...
içim çocuk benim sevgili...
ekmeği düşüren adımlarında yüreği korkuyla titreyen,
ve kırgın buğdayı alnından sevdayla öpen velet dudaklar bunlar...
ey sevgili çek göndere bakışlarını dalga dalga...
rüzgarın ellerine bırak saçlarından kokusunu kiraz kiraz sonra...

içime kanıyorum sevgili...
kırmızı bir okyanusu susuyorum iftar sessizliğinde yolların...
ve sokağım ben akşam ezanı boyunca...
yalnızlık ne kadarda sessizmiş meğer...
kan kızıl bir denizi geçiyorum ne zaman içime düşsem gecelerde...
şiirler boyu kürek çekiyorum sen kıyılarına...

içime kanıyorum sevgili...
tüm yalanlarına rağmen dudaklarının,
ben hala inatla içime kanıyorum...
damla damla akıp yaralarımdan,
pıranga adımlarda seni arıyorum...


23.17





Hiç yorum yok: