30 Ocak 2024 Salı

Beni üzen ne biliyor musun


Beni üzen ne biliyor musun.
Benden bir urmuşum gibi bahsetmen güne mektuplarında.
Bir bardak yağmuru içercesine yazıyorum oysa ben seni.
Temizin en temizi.
Safın en güzeli.
Tedavisi olmayan bir kanserim sanki satırlarında.
Kemo ölümler yolunda atılan o taşlar umrumda bile değil inan.
Her yerim kan,her yerim acı.
Canımı yakan,belimi kıran,terkedip fırlattığın o gül belkide.
İçim simsiyah.
Beni üzen ne biliyor musun.
İçindeki gardiyan.
İçindeki sağır cellat.
İçindeki inançsız ölüm meleği.
Her yerim kan,her yerim acı.
İçim simsiyah.
Kağıtlara saygımdan tutmayışım onları.
Şiirlerim uçuşan güvercinleri ağzımın.
Ve dilimin tünek sessizliği.
Beni üzen ne biliyor musun.
Tedavisi yok bir hastalık misali yazman beni  kağıtlarının saraylarına.
Üstelik en çok sen bilirsin,
Dermansız dert düşmedi asla toprağa bu cihanda.
Oysa kar yağan bir sessizliğin geceye adım atan hışırtısında yazıyorum ben seni.
Kıyamayarak adım atmaya.
Düşmekten korkmadan ilk defa,
Düşersem kar revan bir huzura uzanırım belki diye.
Beni üzen ne biliyor musun.
İçine doğru katladığım kağıtlar.
Sihri kaçmasın diye uğraş verdiğim satırlar.
Katlini izlediğim şu çocuklar,şu mektuplar.
Ocakla sevinmem,şubatla yanmam belki.
Beni üzen ne biliyor musun.
Köyümün güzel yolları.
Taş evim,çocukluğum.
Seninle gidemediğim bahçeler,
yol olmayan o yollar...
Düşlerim...

Beni üzen ne biliyor musun.
Beraber düşlemekten vazgeçmen...


23.19  kalbim beş oda bir salon.kalbim binbir dikiş.kalbim yangın çıkmış bir mezarlık.buzdan gece.yangın ardı,ölümle yıkanmış sıcacık toprak.










14 Ocak 2024 Pazar

Fethini talep ediyor ruhunun,saçlarının cennet kokusundan koşup


Piyano dinliyorum.
Seni seviyorum.
Soğumuş bir çay,porselen bardağım.
Elimde düşlerim karman çorman.
Ütopya hırkalar örüyorum. 
Söyleniyorum.
Elini bırakmak istemiyorum.
Piyano dinliyorum.
Seni seviyorum.
Islık çalamıyor benim çaydanlık.
Alınıyorum.
Bir kaç yumurta,bir tava.
Bayat bir şiir yetiyor doymama.
Ufalanıyorum.
Piyano dinliyorum.
Seni seviyorum.
On gündür sulanmamışım.
Unutulmuş tüm yeşil hayallerim.
Bir kaç zeytin,bir kaşık bal'a.
Kızarmış bir dilim şiir yetiyor mest olmama.
Piyano dinliyorum.
Seni seviyorum.
Ellerim saçlarının en sıcak tarağı.
Saçlarını bırakmak istemiyorum.
Ilık rüzgardan bir gerdanlığı çıkarıyor boynun akşamdan.
Burnum saçlarına dayanmış,
Fethini talep ediyor ruhunun,saçlarının cennet kokusundan koşup.
Sinemdesin.
Piyano dinliyorum.
Seni seviyorum.
Mezarıma düşen ilk tırtıl.
Kelebek olana dek şiir oku bana kabrimde olur mu.
Bilmem ki ne gelir elimdeki zar,bir mi iki mi.
Cennet mi cehennem mi yaşamak.
Hangisinden hangisine yolculuk.
Ve sensizlik kaç vesait mutluluğa dek.

Piyano dinliyorum.
Seni seviyorum.


22.47 katli vaciptir isyan eden tüm mısraların,kağıtlar kan boyanmasa...





9 Ocak 2024 Salı

söylenmemişler köyü mezarlığında


- Bitti.

- Bir çay demleyelim ve yeniden başlasın her şey o zaman sevgilim.Bardakların şıkırtısı avutsun kırılan kalplerimizi.Çay kaşıklarımız olsun kılıçlarımız ve çay tabağından kalkanlarımız.Bir sohbet başlat haydi durma, kaynayan suyun ıslığında söyleyelim en sevdiğimiz türkümüzü.
Bir çay demleyelim ve yeniden başlasın her şey o zaman sevgilim.Dudaklarımızı ısıtsın ilk yudumlarımız ve mühürlesin sıcak dudaklarımız kızgın kelimelerimizin kör kapılarını.Ruhlarımız çağlasın.Elele tutuşalım yeniden.Avuçların avcuma kaynasın.
Bir çay demleyelim ve yeniden başlasın her şey o zaman sevgilim.Susalım.Susuşalım seninle beraber elele.Tüm o yetim yaşlar gözlerimizi dağlasın.Burun buruna dayayıp,ruhlarımızın tüm o ağırlığını silip yırtıp,kapatıp gözlerimizi düşlerimizi koklayalım yeniden seninle haydi.
Bir çay demleyelim ve yeniden başlasın her şey o zaman sevgilim.Kandıralım seninle göz göze tüm yalanları.Doğrular doğuralım baş başa verip seninle yeniden.Şiirler yazsın sessizliğimiz.Mandalina koksun parmak uçlarımız o eski kışları anarken.
Bir çay demleyelim ve yeniden başlasın her şey o zaman sevgilim.Uzaklaşma lütfen.Tek bir güneşi var bendeki bu kainatın.Kıyameti üfleme güzel dudaklarından yüzüme.Yüzünü ellerimin arasına demirle yeniden ne olur.Uzaklaşma.Bilmem ben yalvarmayı köylü cahil deliliğimde.Öğretirsen denerim ama yine de.Öğret lütfen.
Bir çay demleyelim ve yeniden başlasın her şey o zaman sevgilim.Bardağın sıcağı elinde tutuşsun.Çayın dumanı gözlerinde tütsün.Şiirlerim teninin ılık ipek örtüsünde son bulsun.

Gitme...


Bir çay demleyelim ve yeniden başlasın her şey o zaman sevgilim...

23.39 söylenmemişler köyü mezarlığında bebek bir cenaze doğdu bugün.senin nokta koyduğun yerde benim başıma gökten üç nokta düştü sevgili.Ve ben üçünü de susup sakladım.

eksi ellibir, çoktan uyumuş rüyalarım


Ölüm yeşilden sende.
Aldan mordan geçiyor gülüşün.
Ellerim yıkık,dökük...
Bakışının yüzüme düşen dantelden gölgesi.
Zelzele her nefesinde titreyen gözlerin.
Düşlerim yıkık,dökük.
Ölüm gök rengi sende.
Aldan mordan geçiyor gülüşün.
Yaralarım yıkık,dökük.
Sözlerinin ince katil buzdan bıçak yağmuru.
Deprem yemiş zavallı üşümüş yalnız yüreğim.
Ölüm tan rengi sende.
Aldan mordan geçiyor gülüşün.
Şifalarım yıkık,dökük.
Cennetimin bağrı sökük.
Ölüm can rengi sende.
Aldan mordan geçiyor gülüşün.
Türkülerim yıkık,dökük.
Saçlarının yanağımı okşayan mavi pazartesi kokusu.
Boynunun yavaştan şiirden dönüşü.
Ölüm ılık çay rengi sende.
Aldan mordan geçiyor gülüşün.
Umutlarım yıkık,dökük.
eksi ellibir,çoktan uyumuş rüyalarım...



22.29 eksi ellibir.çoktan uyumuş rüyalarım.




7 Ocak 2024 Pazar

şafak göğe kırmızı bir elbise dikerken


Sevda çizikleri.
Tebeşir tozu parmağında.
Pencerede tıkırtısı göğün.
Kafamda yeşilden filiz veren o bebek düşler.
Pedallar boşa dönüyor bir anda.
Zincir yağı avcumda kararan bir akşam sonra.
Sevda çizikleri.
Bir cebir mucizesi ellerinin girdabında dönen o eşsiz çorba.
Tencerede şarkısı mutluluğun.
Güzel ekmek.
Mutfakta bir şiir akşamı her an yarda.
Sevda çizikleri.
Tepetaklak dizlerimde yaşamak.
Ve yara bantları merhemsiz ıslak ekmek duvarda.
Sevda çizikleri.
Nereye saklandın gözlerimden kaçıp ey ağlamak.
Yağmur duası.
Yarım yamalak abdestler ülkesi.
Düş kuran kuzular sınıfı ömrümün çayırı.
Çobansız ağlamalar atlası yüreğim.
Sevda çizikleri.
Sıcak ekmek şafağı bir sabah sonra gülüşün 
hatrımın duvarında.
Yara kabuğu düşler sokağında.
Rüyaların yağmuru bu.
Sevda çizikleri.
Ve bir kuş eşyalarını topluyor yuvadan.
Ihlamur kokuyor yüzünün ateşinde demlediğin gülüşün.
Bir damla bal.
Sessizlik öksürük seçiyor.
Sevda çizikleri,
Yarın yokmuşcasına yarını kanıyor,
şafak göğe kırmızı bir elbise dikerken...


05.54 erken.çok erken.şafak göğe kırmızı bir elbise dikerken...


5 Ocak 2024 Cuma

Ayağını sürüyorsun dünün tozlu sokaklarına


Ayağını sürüyorsun dünün tozlu sokaklarına.
Uçurum pencerenden çağlayan gibi düşen o masum yetim çocuk parklarına.
Oyunsuz ağlamalar bahçesi takvimde gün.
Düşsüz bir gün kurusu yalan cansız gülüşün dudaklarında.
Neyin var sevgilim,iyi misin.
Dudakların mor bir yonca kaderimin şanssız çayırlarında.
Aklımın dalına dünden bir kuş süzülüp kondu sonra : 
dün gece mezarlıkta mı uyudun sen?
Ayağını sürüyorsun dünün tozlu sokaklarına.
Fırtınalar cıvıldaşıyor,
eskimiş ıslak bir baharın gazeteden resmi asılı kafamın çatlak sıvalı duvarlarında.
Bir arının kanat sesi kulağımın ahşap kapısında sonra.
Gece.
Sokak.
Karanlık olmayan karanlıklar.
Şehrin karanlıkları bile yalan aslında.
Mum ışığına hayran böcekler tiyatrosu gülüşün bugün.
Mutluluğunun yaprakları yemyeşil,
ne mutlu.
Gülümse sen.
Gülümsesen.
Keşke.
Keşke.
Keşke...
Ayağını sürüyorsun dünün tozlu sokaklarına.
Etme.
Yüzme derini ruhundan sıyırıp,
vicdanının pırıldayan keskinliğine kurban verip.
Kesme.
Şehrin yalnızlıkları bile yalan aslında.
Yağmurun ılıklığında ayağında terlikten bir düş giyili,
ve bir çamur heyecanı asılı yüzünün al bulutunda sonra...
Şehrin susuzlukları bile yalan aslında.
Kırık bir bardak yarısı dolu ılık dudağında.
Ben ise şimşek düşmüş yanan bir ağaç misali kanayan dudağımda,
En çok seni ekiyorum kağıdımın çorak toprağına.
Can suyum fısıltılarımız kulağımda.
Şehrin oyunları bile yalan aslında.

Ayağını sürüyorsun dünün tozlu sokaklarına.
Ve ben ardında,
ayak izlerinin mektubunu okuyorum kızıl derili ruhumun çıplak adımlarında...


22.47 nasılsın tembel kız.