Çocuktum.
Toprak odalara doğdum.
Yağmurları dinledim piyano diye çatılarda.
Duvardan topladım kırıntılarını,
Toprak toprak kopardım seni yedim duvardaki hayallerimden.
Çocuktum.
Ekmek kokan odalara doğdum.
Uçuşan undan düşlere uyudum.
Kurumuş çölde gece rüzgarı çaldı ninnilerimi.
Çocuktum.
Anamın karnından yusufun kuyusuna doğdum.
O kuyudan ne zaman başımı kaldırsam korkup geceye,
Tuz gibi döktü ışıl ışıl yıldızlarını kainatın karanlık çorbasına Yaradanım.
Üç adımlık dünyamı gördüm,aydınlandım.
Gözlerimi kapatıp titreye titreye bir kaşıkta tüm geceyi içtim her gece.
Çocuktum.
Altın gibi parlardı dumanlı iki sıcak somun ekmek dedemin kollarında,
Yanardım.
Perdeler yarım yırtık,sökük hayaller susuz inanç saksılarında.
Kuruyor yağmurların altında dahi yalnızken hayaller.
Çocuktum.
Lirik bir şairdim kana kan savaşlarımda.
Çocuktum.
Bir aşk mektubunun kalbe hançer misali nihayetine doğdum.
Bir balina yavrusu misali,doğarken nefessiz düşüp okyanusun yerçekimsiz uzayına,
Dört nala koşup ilk nefes için tepede suyun göğüne,
Yusufun kuyusuna konmuşum sonra dal diye yaşamak için.
Kuş kanadı sevda şiirleri...
Kağıtlar.
Kesilen kan kaybından merhum ağaçlar.
Çocuktum.
Kömürün işçisi ruhumda,güneşi yok simsiyah bir madene doğdum.
Kaç cehennemi çekiç çekiç kafamda dövdüm...
Çocuktum.
Aç bitap bir gezegene doğdum.
Yıldızları ektim de tahta kaşığımdan döke döke ayı içtim gecenin yer sofrasından...
Ekmeği sen şiirler yaktım ocağımda.
Şubatı cehennem diye yazdım da kaç defa kağıttan duvarlarıma,sonra buruşturdum attım çöpe...
19.16 lirik bir şair katladım koydum gönlümün çekmecesine.arasına sabun koydum düşlerimin,güzel koksunlar için.