30 Mayıs 2025 Cuma

Kendimden kırıntılar serpiyorum yürünesi yollarıma

 
Kendimden kırıntılar serpiyorum yürünesi yollarıma,
Kendimi bulabileyim diye.
Sabahın dördü beşi belki,bakmıyorum,
uyanıyorum yapayalnız.
Ağzımda paslı bir demir bıçağın tadı,
Kapatıyorum ruhumun üç adam boyu çınardan kapısını,
Susuyorum içimdeki her cinayeti ve savaşı.
Kendimden kırıntılar serpiyorum yürünesi yollarıma,
Mutfakta ocakta unutulmuş yıldızlardan bir pilav.
Başımda,uzansan koparıp yiyebileceğin yemyeşil erik misali hayallerim var,
Benim kırılmaz yeşil göbekli baloncuklarım...
Her akşam rüzgarda dans eden sanki dalında kalabalıklar...
Kendimden kırıntılar serpiyorum yürünesi yollarıma,
Ütülü,ütüsüz farketmez giyiyorum üzerime her günü aynı memnuniyet ile.
Yüzümde özenle boyanmış bir mutluluğun maskesi doğuyor her gün ama her gün üşenmeden yeniden,
Ve her şafakta uyanıp yeniden yeniden boyuyorum onu o gün için.
Ustalaştım da artık sanırım,
Bence gayet iyiyim.
Kendimden kırıntılar serpiyorum yürünesi yollarıma,
Seyyahıyım kendimden kaçmalarımın,
Bu kaçıncı bilmiyorum dünya alemi turumun,
Yedi,sekiz...On,yüz,bin...
Geriye yürüsem kendimi ve toplasam tek tek her şeyimi,
İnan afrikadaki tüm güvercinler doyar,
Yada gezegendeki tüm çocukların acıları,ağrıları susar bir günlüğüne de olsa,
Kırıntıları ıslatıp sararsak eğer...
Yok yok hayır,
Ben de muhtaç olsam da en çok onlara,
Doktorlar yalancı sessiz cellatları o vampirlerin.
Kendimden kırıntılar serpiyorum yürünesi yollarıma,
Çok çok uzaklaştım kendimden inan,
Bulamıyorum artık kendimi nereye baksam...
Kendimden kırıntılar serpiyorum yürünesi yollarıma,
Tatlı küçük pençelerin misali parmak uçlarından tek tek toplayıp tüm yaşadıklarımı ve beni,
Beni bul lütfen...


09.11 sabahın körü değil,gören gözleri...

Hiç yorum yok: