16 Ocak 2012 Pazartesi

Göğsümün Kafes'inde...


odalarımızda...
yatağımızın,bizden başka kimselerin duymadığı o fısıldayan tıkırtısında,
yastıklarımızın tamda yanıbaşında,
ve sıcak yüzlü battaniyelerin saklandığımız sıcacık arkasında,
bir sevda bekler bizi aslında...
sevdalar buluşması...
kalplerin dört nala atışması...

kendimizi gizlediğimiz,yatağın o sihirli zulasında,
acısını çakalım bu gecede duvarın terli tenine sessizce sevgilim...
tanığı kimsesizliğimizden başka hiç kimse olsun sadece.
kimsesizliğimizden başka,kimsesizce susalım tüm konuşmalara nefessizce.
hınzır bir gülümseme yuvarlansın yüzünün kaz ayaklarından düşüp sonra,
yuvarlansın o gülümseme küçük bir kartopu gibi güzel yüzünde,
çığ gibi bir gülüşle uyandıralım sonra tüm köpeklerini sokağın,
havlasınlar bu şarkıyı dinlermişcesine...

ve durmasın kar sevgilim,
çıplak tenimizde erisin tüm gökyüzü acelesi varmışcasına,
koşar adım damlasın yüzünden ay,ve sonra...

yorulsun nefeslerimizin ciğerlere dek koşan o sıcacık içten yolu...
heyecanlansın tüm adımlar koşmalara düşüp sonra.
sonra atalım elimizden tüm kırbaçları.
ve ipsiz eyersiz bir özgürlüğe yuvarlanırmışcasına koşturalım,
pır pır kanat vuran yüreklerimizi,
sıcak göğsümüzün kafes'inden açarcasına tüm o küçük demir kapıları...

hayır sevgilim,
kapatamam gözlerimi bir an bile bu an'a...


seslenirim sana hatta nefesimden bir damla aldıktan hemen sonra:
kaçırmam,kaçıramam bu şansı asla,
ey eşsiz kış gecelerimin sıcak yüzlü hilal'den ay'ı,
durma haydi ne olur,güzel yüzünü sıcak göğsüme yasla...


Göğsümün Kafes'inde...
bir kuş uçar herkesten uzak kimsesizce ve sessizce...
vakit; 00.21

Hiç yorum yok: