24 Ocak 2012 Salı

GURURDAN YOKUŞLARIN...


GURURDAN YOKUŞLARIN

gururdan yokuşların yanıyor yorgunluğuna işte şimdi.
ve sessiz herşey ardında...
hani masmavi olurya alevler,işte tamda öyle...
ama üşüyor avuçlarında gurur...
ve yüz çeviriyor ay gecesine tavır alıp...
benimse,adımlarım emekliyor yüzüne geldiğinde yollar.
kifayetsiz üşüyor sana giderken geçilen tüm otobüsten duraklar ceplerimde...
sesinde mektup mektup sayfalar yazıyor hislerim sevgilim,
duymuyorsun...
üstelik sen beni duymadım sanıyorsun,
duyuyorum ne söylemeye çalışıyorsa saklıdan dilin merak etme sen.
benimki zamanı uzatma telaşı sadece kendimce...

geçmiş olsun...

dinsin ağrılar,uçsun ılık düşler gözlerinden...

kocayan kocaman bir şehir bugün gözlerinde,
ve salı bugün,tüm duraksadığın adımlar burada...
üşürsen avcuma üfle kanayan tüm sıcak yaralarını sen lütfen...
ben yanarım tüm bekleyişlerimizi...

yırtıl takvim,
bil ki gelmiyor yarınlar ardından...
ayağım altında uzun bekleyişlerin sıcacık ampulden umudu...
fazla değil,
biraz yukarıdan bakıyorum buralara bu ocak...
bakışlarımda,dondurulamayan,yok yok o da değil,bir anın içine hapsedilemeyen bu şehrin yollarının siyahtan beyazdan geçmiş fotoğraflarını yaşatıyorum sevgilim...

ve bir deklanşöre tetikçe basıp öldürmeyi seçmeden o anı,gülümsüyorum sana uzaktan...

22.41

yokluğunu;odamın benimle bakışan tavanında söndürüyorum...

Hiç yorum yok: