10 Mart 2012 Cumartesi

yaşamların çaput yelkeni...



- peki bu gerçek mi ?

- bu gerçektende fazlası;bu şiir...

- ya kanayan bir yaradaki acıyı ne dindirir ?

- dökülen kanın sıcaklığı...derman,yine acısının içinden filizlenip büyür...

- söyler misin,yaranın izi anlatır mı hikayesini hiç ?

- sadece anlatmak istediğine,anlatmak istediği zaman...

- canım yanacak mı ?

- acı eşiğine kaç tekne bağladığına bağlı bu;zaten bomboş olan bir limana hışımla vuran bir fırtına,kıramaz yıkamaz hiçbirşeyi...sadece kıyıdaki birkaç bakan gözü düne sürükleyebilir en fazla...

* maviningünlüğünden...


vakit;23.26'nın sallanan suları...


kapanan gözlerimin ardında geçmişin filmi dönüyordu sevgilim...
ve ben denizci düğümü sözler bağladım senin dudaklarına,
boyanması gereken eski sandal gülüşler birde...
şimdilerde bir yağmur ardının kumsalında dolaşıyorum yalın ayak sanki...
üşüyor adımlarım,
sımsıkı buruşturulup fırlatılan bir kağıt yumağı gibi
usul usul açılıp düşüyor ıslanan yumruklarım...
parmak arası kum taneleri ısırıyor her adımı ayaklarımda,
küçük yavru balıkların cesur ahmaklığı misali...
kapanıyor sonra bakışlarının nevresim örtüsü,
gözlerinde gündüz sevişmeleri buğulanıyor...
gözbebeğin sabahın tanına bir ay doğuruyor,
batısından bir hatıranın...

ve bir hüznü uluyo akşamın karanlığı...

Hiç yorum yok: