21 Mayıs 2012 Pazartesi

düşün ki ağlayışlar bile büyümüştü çocukken yüzümde...


içinde sessiz boğulmalar uyanıyordu,duyuyordum...
yüreğinde göğü kavuran bir yangın çiçek açıyordu,ateşi tadıyordum yüzünde...
mısralarında is kokusu bir akşam sallanıyordu,
ve ben sesini koklamak için yakınında,yalandan sıramı bekliyordum.

*benim salıncak korkum vardı sevgili,
bu yüzden dizleri titrerdi mısralarımın ne zaman pencereden rüzgarın eli değse kağıtlara...

oyun oynamayı hakedecek kadar çocuk olmayı başaramadım hiçbir zaman ben...
düşün ki ağlayışlar bile büyümüştü çocukken yüzümde...


saat 00.18 bilmem kaçın hikayesi...

Hiç yorum yok: