At L gider siyahın beyazın çayırlarında.
Kuşlar düz ölür.
Sapanın taşı,kan ve tüy.
Kalemde kurşun,sızı ve mısra.
Sen zahmet etme,
Hayaller yağar şimdi kararan bulutların sonbaharından.
Martılar ki,çöp tepelerinin yakışıklı kralları.
Kuşlar,şu düştopyaların postacıları,
Cümlelerin şiirlerin tüylü uçakları...
Söz vermişti oysa,
Döndü ardını ve Gitti.
Sus oldum,sus kaldım.
Bir damla çamur dahi değmesin diye beyaz mendiline,eline
Yalancısı ben kaldım terkedilen her doğrunun.
At L gider siyahın beyazın çayırlarında.
Kuşlar düz ölür.
Ve tüm sevdalar matematiği öldürür.
Bir,birin elini tutar ve bir olur yine de,niyeyse ve ne güzel ki her şey.
Göz açılır,düş ıslanır...
At L gider siyahın beyazın çayırlarında.
Bir yiğit düşer cehennemin pençesinden sıyrılıp faniliğinin son anında,
konar oynar incecik gülüşüyle şüphesiz ruhu cennetin dallarında...
At L gider siyahın beyazın çayırlarında.
Piyon ölür,
Sultan sevinir.
Kaybetmek,daima kazanmaktan mühimdir.
Dürüst bir kin,bir keder taşır içinde kaybetmek,
Ve kibirlidir,ve yalancıdır daima kazanmak boy aynasında...
At L gider siyahın beyazın çayırlarında.
Özgür ataları kişner dört nala oysa,kükrer gibi bir aslan kayasında,
Köle kuklalar teslim olmuş iplerine,dans eder bir de korkuyla ılık yaz rüzgarında.
At L gider siyahın beyazın çayırlarında.
Öz otocinayetim,
Haram ölümler lokalim,
At L gider siyahın beyazın çayırlarında.
İlk çoban matım,sevgilim.
Nasılsın,
piyonların kanlı şafağında...
23.09 piyonların şafağı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder