Arıların saklambacı,
Ve vızıldayan ayçiçekleri düşümüzde.
Tüm kanunlarını çiğneyip dünyanın,
Yükseliyor sarı kazağı ile balın böceği göğümüzde...
Gözlerimin kapılarını taşıyamıyorum sırtımda artık nedense.
Kapanıyor ışıklar bir bir göklerde,sönüyor mumlar tek tek evlerde.
Arıların saklambacı,
Ve vızıldayan ayçiçekleri düşümüzde.
Simsiyah bir at koşuyor dört nala rüyamda,
adı Sakarya.
Ve kanı alev almış bir karıncanın,
tutmuş sökmüş bir ağacı yanarken köklerinden.
Sen;güzel tanrıçam,öpüyorum ipek tülden ruhunu kaçırıp seni düşlerin cennetinden...
Arıların saklambacı,
Ve vızıldayan ayçiçekleri düşümüzde.
Ömrün sonbaharı sararıyor saçlarımda.
Gözlerim kasım olmuş yağıyor durmaksızın şu karanlık akşamından...
Arıların saklambacı,
Ve vızıldayan ayçiçekleri düşümüzde.
Kimi sevse gönül,veysel misali körü körüne,
Gökte bulutlar hançer oldu,
Ve şimşekler yandı söndü durmadan sırtımızda.
Arıların saklambacı,
Ve vızıldayan ayçiçekleri düşümüzde.
Nasılsın iyi misin sevgilim.
Duydum,çok uzun zaman beklemişsin durduğun yerde.
Ve özür dilerim,
Yıllar sonra olsa da,
Sobe...
19.56 uçmayı öğrenememiş kuşlar var omuzlarımın öğrenci yurdunda,ve uçmayı bırakmış terketmiş üzüntüleri var yüzümün...istenmeyen bir bebek gibi,cami avlusuna bırakılmış bir duayım,sıcacık bir dudağın beşiğinde...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder