bardaklar pisa kulesi mutfakta,
üçü dördü üst üste hayret düşmeden hemde floransamda.
arplar çalıyor yine de kulaklarımda.
deliliğimin sarayındayım kızıl bir şafakta...
tabaklardan dağlar var önümde sıra sıra...
dağcısıyım tüm düşlerimin.
bir bardak çay ile aşamayacağım yükseliği yok bu gezegenin...
okyanuslar bahçemde zıpladığım su birikintilerim...
Egolar,benim vahşi özgür atlarım içimin yeşil çayırlarında dört nala koşan...
Yakalayabilsem binerim belki,
Ama tek başıma zor,
Yani boşver...
İzlemek yeter gözlerime.
Bitiş çizgisine beş kala yatıp uyuyan tavşanıyım bu masalın,
Rüyamda kaplumbağalar şarkılar söyleyip dans ediyorlar yanıbaşımda.
Benim ise umrumda değil hiç kazanmalar,
Zor olan kaybedebilmem belkide...
Kendimi zorlamayı seviyorum ey yazar,
Kurguda seçicilik yapma lütfen,
Salt gerçekleri yaz ki takayım ışıldayan tacımı başıma hakettiğim gibi,
Çalma hikayemi benden çekip kıskanıp...
10.47 bir tavşanın kaybeden düşleri.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder