21 Haziran 2025 Cumartesi

Mavi göklerin bumerangı gibi

 
Seni sevmeler...
İki gün,ölüler diyarında dolaşan ve onları çok seven bir prenses idin,
Sıcak mevsimde,doğduğun kadim diyarlara uçan bir mevsim kuşu belkide.
Seni sevmeler...
Yalan yok,sevdan içimde asla camdan bir piramit yada tapınak değildi,olmadı.
Ben bir yayla kuşuydum,bir bozkır kurdu,uçsuz bucaksız yeşil dalgalı okyanusunda tanrının çayırlarda uçan bir arıydım belkide sadece,
Öyle çok büyük şeyler de yapmadım senin için ellere göre,
Bir ejderhaya saldırmadım öldürmedim hiç mesela,
Ama beni bilirsin,dedim ya daha önce de,
Ben başını okşarken uyutabilirim ancak ve sadece gezegendeki tüm canavarları.
Yalan yok,sevdan içimde asla camdan bir piramit yada tapınak değildi,olmadı.
Sevdan,boynumda bir gözyaşı damlasıydı sadece,
Bir hollanda damlası misali asla kırılmayan...
Seni sevmeler...
Sabahın dördünde uyanmalar,
Kadim ağaçların cesetlerinde kağıt karalamaları ve tüm şehrin dua etme çabaları...
Varoluşsal bir bulmaca şu yaşamak sandığımız sevgilim,
Ve yarısı boş hala sonuna geldiğimizi sandığımız her an sanrılarımizda.
Bitmemiş bulmacalar mezarlığı ıslanan gözlerimizde hayatta kalmaya çabaladığımız bu kadim şehir.
Dönem barok,
Ve elimizde paslı bir çapa var bizim sadece sevgilim.
Mirasımız bahar çiçekleri yalnızca yarınlara...
Seni sevmeler...
Ne zaman yaksam kendimi kalbimin mağmasını salıp ve içimden söküp fırlatsam kül ettigimi sanıp seni,
Mavi göklerin bumerangı gibi,
önce bulutlara sarıp sarmalayıp kendini,
Grilere boyayıp sonra her yeri,
Yağıyorsun yüzümden lacivert okyanuslardan içime sağanak sağanak,
Hemen parçalanmış tüm damlalarınla dolabilmek için yeniden sanki içime.
Yani,
Seni sevmeler...
Ve inan bilmiyorum neden,
Bitmez tükenmez içimde sevgilim...


10.01 

zaman simetrisi düşlerimizin.
Ve tüm kompozisyonlar,
yara bantlı kanamış dizlerimizin zihnimizde eskimiş hatıraları sadece...

Hiç yorum yok: