10 Haziran 2025 Salı

Yaraların diline mazhar oldum

 
Zaman...
İnan bana,
Yaralarımı saran zaman değildi.
Yapayalnızdım,
O kadar derindi ki yaralarım ve o kadar çok acıyordu ki,
Bi noktadan sonra ağlamayı ve bağırmayı bıraktım.
Terkettim o dayanılmaz acıyı tenimden,
Huzurun beni sonsuza dek terkettiğini düşündüğüm gibi.
O acı,
Terkettim her şeyi,herkesi bir anda.
Fazla geldi inanmak ve sonrasında öksüz kalmak,terkedilmek...
Kaldıramadım.
Altında kaldığım dağlardan büyük o acıya direnmeyi bıraktım,mücadele etmeyi bıraktım sonra,
Kapadım gözlerimi,sonumu öptüm hep aradığım o huzurla sonra.
O acı,
Yokmuşcasına sanki hissizleştim bir anda.
O andan sonra da hiç bir kesik korkutmadı beni bir daha asla.
Zaman...
İnan bana,
Yaralarımı saran zaman değildi.
Yapayalnızdım,
O kadar geçmemişti ki yaralarım ve o kadar acıyordu ki seneler sonra bile,
Sanki terkedilmişliğin soğuk keskin bıçağı kesmeye devam ediyordu içimde bir yerleri dibine dek girdikten çok sonra,
hala ve hala,
O kadar taze idi o acı,
Sanki hala o dakikalarmış aldığım nefesler gibi,
Çakılmış ve o an'a takılmış zaman yolcusuydum ömrümün,
Sanki tek yaşam gayesi buymuş gibi doğumundan bu yana ruhumun...
O acı,
Bi noktadan sonra ağlamayı ve bağırmayı bıraktım.
Terkettim o dayanılmaz acıyı tenimden,
Gözlerindeki ışığın beni sonsuza dek terkettiğini düşündüğüm gibi.
Kandırmışlar seni sevgilim,
Kandırmışsın beni sen de istemeden,
Zaman...
İnan bana,
Yaralarımı saran zaman değildi.
Yapayalnızdım...
Senelerce kapanmayan yaramın enfeksiyon kokusunu aldım en derinlerden hem de nefes diye,
Hiç bir doktor göremedi,bulamadı bir şey.
Sordum kızgınlıkların ateşlerinde yanıp kavrulurken tenim hışımla acılarla çığlıklarla,
Avcumda ezerken yüce dağları bir cevizcesine,
Şimdi yumruklarımı açtığımda titremeleri niye ?
Zaman...
İnan bana,
Yaralarımı saran zaman değildi.
Yapayalnızdım.
Konuştum yıllarca yaralarım ile.
Yaraların diline mazhar oldum,
Kırdığım yaktığım yağmaladığım kaldırdığım kapılarından kabukların,
Kibarca kapısına dokunup kapıyı çalar oldum...
Kanayan asla tenim değildi,
Kanayan bugünüme asla güvenemeyen yarınlarımdı daima...


10.29 geçmeyen yaralar kasabası kinim.
koca bir ormanın kabri başındayım,
küllerin arasında har bir kor göz kırpıyor soğuyan kinime.
İste yakalım tüm bu alemi diye fısıldıyor kalbime,
Ben dudaklarına değmiş bardağımdan yarım kalan demlenmiş suyumu döküyorum son nefesindeki ateşin yüzüne...
Küfürler ile yükseliyor duman göğe beyazlardan kefeni ile...

Zaman,yara sarmıyor sevgilim,asla sarmadı da.
kandırmışlar seni beni kurtulmak için kendi vicdanlarından.
üzgünüm acı gerçek bu.
ve ateş öyle zannetse de yakamıyor her şeyi;
yaktı diye iyileşmiyor hiçbir şey...

Hiç yorum yok: