Yüzüme tükürüyor karanlık gökler,
Dalmış gitmişim uzaklarıma,
Islanıyorum umursamadan gökten boşalan denizleri,
İçimde bir şehzadenin tutuşmuş is kokulu hırsı ısırıyor ruhumu,
Boğazın güzel gerdanında beyaz bir kolye misali balkonumdan,
Yüzümde esintileri ile tarihin,
Bıraktım çoktan kıtaları,
Göklere bakıyorum...
Yüzüme tükürüyor karanlık gökler,
Dalmış gitmişim uzaklarıma,
Islanıyorum umursamadan gökten boşalan denizleri,
Kafamda hayali ıslak saçlarının bir bahar vakti,
Önemi yok hangi bahar olduğunun,
sana bırakıyorum sen seç...
Yarı kurumuş düşlerimi katlıyorum toplayıp mavi bir ipten,
Kurumamışlar hala,
Giyemiyorum birini çekip alıp içlerinden üzerime...
Yağmurdan,ütüsüz kırışık kefenler kaçırıp saklıyorum,
eski kadim sandığına tarihimin.
Yüzüme tükürüyor karanlık gökler,
Dalmış gitmişim uzaklarıma,
Islanıyorum umursamadan gökten boşalan denizleri,
İçimde hayali tüm fetihlerin,
Kahramanı benim buğulu gözlerimde bu zamansız eşsiz gösterinin,
Başımda tacı,güneşin tüm renkleri ile sarılı kutsal taşların,
çocukluğumdan bu yana bakıp suladığım tüm başarmaların,
Yine de aklımda hala,
Asla aşamadığım gözlerinin surları,
Ve kalbinin şehrinin kutsal kadim kapısı...
Dilimde,daha ateş almadan kırılan demirden topları ruhumdan döktüğüm aşkımın...
12.12
Ellerinin kokusu,
Ve bu kokunun her daim burnumun sancağına çekili hayali.
gözlerinin fethi.
bu kaçıncı çabası zavallı ruhumun.
altınların üzerinde hint ipeklerine uzanan tenim,
neden bu kadar canı yanıyor peki sol yanımdaki şehrin.
yüzüme esen ılık rüzgarına rağmen,pelerini mavi bir deniz,üşümesin diye omzuna aldığı,
tüm bu parlayan sarayların...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder