13 Eylül 2025 Cumartesi

o destanların kızıl şafakları

 
Güneş,topladı pılını pırtını düştü bir turnaya düşüp sevdanın yazdan yoluna,
Gayrı seherin yeli üşütür bizi...
Beyaz bir parça çaput gökte biçili maviye kefen diye,
Karanlığa düştü ruhum,
Yıldızlarını yaktı karanlıklarıma memleket kokulu bir sevda.
Mevsim kışı boyadı sokaklardan sararıp,
Sızılar bizi yaşatmak için tutuştu tenimizde.
Güneş,topladı pılını pırtını düştü bir turnaya düşüp sevdanın yazdan yoluna,
Gayrı seherin yeli üşütür bizi...
Koca cihan diz çöker titreyip su misali bir aşk'a,
Kurur hasretin sarmaşığı kollarında sararıp solup dudaklarım,
susuzluk olur bu mavi çölde yolumun adı.
Kul düşer,dökülür zaman kum olur,
Yanıp tutuşan masum dualar kül olur,
Eser yel alır götürür bizi...
Güneş,topladı pılını pırtını düştü bir turnaya düşüp sevdanın yazdan yoluna,
Gayrı seherin yeli üşütür bizi...
Tenimde bir cehennem ateşi son bulur,
Günahkar bir sessizlik dudağımda bir nefes'e tutunup azad olur...


16.39 ızdırabın yumuşak toprakları yapışıyordu adımlarıma...yürüyemez oldu yüzümde o  destanların kızıl şafakları...

Hiç yorum yok: